Bu Blogda Ara

26 Ocak 2015 Pazartesi

SEVGİ KRALİÇESİ

Büyükler ve hiç bitmek bilmeyen işleri...
Bir dakika tatlım şu bulaşık makinesini boşaltayım, telefonda konuştuğumu görmüyor musun?, bir saniye canım yemeği ısıtayım hemen geliyorum...
Nasıl tanıdık geldi mi? Çalışan anneler ve onlardan ilgi ve oyun bekleyen çocuklar...
Sevgi Kraliçesi bu durumu hicvediyor.
Kraliçe, her sabah olduğu gibi, çok önemli konuklar bekliyordu.
Anne,” dedi küçük prenses, “lütfen...”
Zamanım yok canım. Mürebbiyene söyle!”
Ama anne yalnızca biraz sevgi istiyorum...”
Canım yavrum, şimdi çok işim var. İstersen uçağımı alıp Sevgi Kraliçesi'ni aramaya çık!”
Prenses kraliyet uçağına atlıyor ve keyifli yolculuğu başlıyor. Doğru duydunuz, keyifli diyorum çünkü prenses annesinden beklediği sevgiyi alamadığı için yola düşse de uçağa bindiği anda kendisini kuşlar kadar hafif hissediyor. Yolculuk boyunca aradığı Sevgi Kraliçesi'ni bulamıyor ama birbirinden ilginç kraliçelerle (Pasta Kraliçesi, Kediler Kraliçesi, Oyuncaklar Kraliçesi, Çiçekler Kraliçesi ve Gece Kraliçesi) tanışıyor, onlarla iyi vakit geçiriyor, ayrılırken annesine götürmek üzere bir küçük hediye alıyor onlardan ve yeniden yola düşüyor. Kitabın tekrarlayan bir ritmi var. Tanışma, birlikte eğlenceli vakit geçirme, vedalaşma... Her vedalaşma sahnesinin altında italikle Kraliçe'nin o anki durumu anlatılıyor, yorgun, yalnız, üzgün... Kitabın arka kapağında “Kitaptaki bir çok özgün buluşun arasında, Kraliçe Anne'nin gün boyunca yaptıklarının, prensesin hayal ettiği biçimiyle anlatılması çok hoş!” yazıyor. Okurken bana hiç de böyle gelmedi, doğrusu. Ben o bölümleri prensesin hayali değil, annenin gerçekten içinde bulunduğu hâl olarak algıladım.
Prensesin son durağı Gece Kraliçesi oluyor.
“İyi akşamlar efendim,” dedi prenses. “Sevgi Kraliçesi siz misiniz acaba?”
“Hayır minik yıldızım, ben Gece Kraliçesi'yim. Kâbusları kovmak için masallar anlatırım. Gel, sana en sevdiğim masalı okuyayım:
Bir varmış bir yokmuş. Sarayında kendini çok yalnız hisseden bir kraliçe varmış....”
Bir anda prensesin aklına sarayda bıraktığı annesi geliyor ve aradığı Sevgi Kraliçesi'nin annesinden başkası olmadığını anlıyor. Tersine yolculuk başlıyor. Annesi sarayda özlemle ona kucak açıyor. Getirdiği hediyeler mi? Kimin umurunda! Annesi önce kızını sevmek, çok çok sevmek istiyor!
Hikâye bitince arka kapakta yer alan anne kızın alt alta üst üste hâlleri insanın içini ısıtıyor. Biraz buruk görünse de sevgi dolu bir masal bu. Okuyun, pişman olmayacaksınız. Prensesle annenin her yeniden buluşmasında bol öpücüğe boğuldum ben de. Son okumamızda ise arka sayfada yer alan anne kızın akrobatik oyunlarını tekrarlamak istedi Deniz. Bu denememiz bol kıkırdamayla sonuçlandı. İçimden bir ses sonraki okumalarımızın artık hep bu şekilde biteceğini söylüyor bana. İtirazım yok!
Kitaptaki kraliçelerin resmedilme şekli ayrıca takdire şayan. Genel geçer güzelliğin dayatılmadığı resimlemeleri çok sevdim. Özellikle Kediler Kraliçesi'nin geleneksel kıyafetler içinde Afrikalı bir kadın olarak çizilmesi ve “güzel bir hanım” olarak betimlenmesine bayıldım.
Flaman Edebiyat Fonu'nun maddi desteğiyle yayımlanan kitabın orjinal dili Fransızca ve ilk kez 2002'de Paris'te basılmış. Türkçe çevirisi ise Belçika'da basılmış. Sanırım yazar Belçika'nın Fransızca konuşulan bir kantonundan. Ve kitabı da evlat edindiği kızına adayan bir anne.



Sevgi Kraliçesi
Yazan ve resimleyen Kristien Aertssen
Çeviren Aslı Motchane
Kır Çiçeği Yayınları
Okul öncesi





19 Ocak 2015 Pazartesi

SAKAR CADI VİNİ DENİZİN ALTINDA

Çocuk kütüphanesi, bizim için eski dostlarla buluştuğumuz, yenilerini edindiğimiz keyifli bir yer. Ah bir de raflarda düzen olsa! Cumartesi günü kitapları iade etmiş, yerlerine alacaklarımı belirlemiş sıramı bekliyordum. Ayakta dikileceğime iade ve ödünç alma masasına yakın, çocuk romanlarının olduğu raflara bir göz atayım dedim. Asıl hazine oradaymış! Normalde okul öncesi kitapların yer almadığı raflarda neler buldum neler...
Deniz'le benim kitap alma limitimiz dolduğu için babasının kütüphane kartını da kullandım. Ellerim kollarım dolu yüzümde salak bir gülümseme evin yolunu tuttum. Arabaya binince eve gitmeden bir nefeste hepsini okuyayım diye düşünmedim değil ama kendimi tuttum.
Tam da Sakar Cadı Vini Uzayda kitabını iade ettiğim gün, eve gelen yeni bir Vini kitabı Deniz'i epey neşelendirdi. Dışarıda parlayan kış güneşine aldırmadık. Kitaplarımızı yere serdik ve okumaya koyulduk. Deniz de benim gibi Sakar Cadı Vini Denizin Altında'yı okumak istedi önce. Ne diyebilirim ki seviyoruz biz bu cadıyı. Daha önce astronot kıyafetleri içinde görmeye alışık olduğumuz cadıyı bacaklarındaki kıllar, çorabının deliğinden fırlayan baş parmağı ve pörtlemiş göbeğiyle görünce bağrıma basmak istedim. Kolay mı kaç gündür bir arkadaşımızın artık büyüyen kızından gelen çizgi filmler içinden çıkan Barbie Bir Moda Masalı'nı izliyoruz. 


İnternet her derda deva. Yaz arama motoruna, seçenekler çıksın karşına. Vini de bunun farkında. İnterneti biraz araştırınca buluyor güzel bir ada. Pırıl pırıl denizin içi de dolu olunca güzel balıklarla. Başlıyor bir yeni macera!
Vini bavulunu hazırladı,
Vilbur onun omzuna atladı,
gökyüzüne doğru yükseldiler.
Nihayet adayı gördüler. 
Çok şirin bir adacıktı. 
Altın sarısı kumların üzerine kondular.
Sonra da rahat bir kulübe buldular. 
Vini paletlerini ve deniz gözlüğünü taktı, 
sonra da "CUMBURLOP!" diye suya daldı. 
Denizin altı, canlılardan yana öyle zengindi ki, sevgili kedisi Vilbur da görsün istedi. Suda ıslanmak mı, ıyyk, hiç Vilbur'a göre değil! Ama Vini bu, hiç rahat durur mu? Vini'yi bir kedi-balığa çevirdi. Kendisini de sekiz kollu bir ahtapota. Bir cadı sakarsa, sekiz kolu da olsa fark etmez, düşürebilir sihirli değneğini suya. Nasıl mı devam ediyor macera? Ee ne duruyorsunuz başlayın okumaya.
Korky Paul'ün çizimleri gerçek bir görsel şölen. Bu kitabın iki güzel sürprizi gözden kaçmasın. 
Kedi-balık Vilbur'un iskeleden suya atladığı sahnede Korky Paul kolunun altında kedi-balık Vilbur çizimi ve fırçalarıyla koşuyor. Hemen arkasındaysa elinde metinlerinin yazılı olduğu kâğıtları saça saça ilerleyen Valerie Thomas var. 
Boticelli'nin Venüs'ün Doğuşu'nun Korky Paul versiyonuna bayılacaksınız.  
Sakar Cadı Vini Denizin Altında
Yazan Valerie Thomas 
Resimleyen Korky Paul
Çeviren Bülent O. Doğan 
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 
Okul öncesi


16 Ocak 2015 Cuma

MASKELİ FARE

Deniz'e yeni aldığım Maskeli Fare bir anti kahraman. Deniz ilk kez olumsuz nitelikleri olan bir baş kahramanla karşılaşacaktı. İlk okuma deneyimimizin nasıl olacağını açıkçası merak ediyordum. Bir yandan okurken onu gözlemlemeyi ihmal etmedim. Deniz, kahramanın kötülükleri karşısında giderek sessizleşti. Dudakları büzüldü. Sonunda isyan etti. "Ama herkes aç kaldı." Bayan Vakvak, maskeli fareyi kandırınca sevindi. Yerinde kıpırdanmaya başladı. Hop oturdu hop kalktı. Şenlik sahnesinde Maskeli Fare'nin çaldığı tüm yiyecekler yerli yerinde mi diye kontrol etmeyi unutmadı. Sonraki okumalarımızda da Maskeli Fare'ye kızgındı ama kötülüğün cezasız kalmayacağını, hırsızın çaldıklarının sahiplerine iade edileceğini bilmenin huzuruyla dinliyordu. Keşke hayat bir çocuk kitabı güzelliğinde ve adaletinde olsa...
Maskeli Fare bir Julia Donaldson&Axel Scheffler ortaklığı ürünü ve sizi bildik keyifli bir okuma deneyimi bekliyor. Hikâyeye eşlik eden nefis çizimler, sesli dinlemesi zevkli kafiyeli bir anlatı, tekrarlayan, akılda yer eden bölümler ve eski kitaplara bir gönderme! Bu seferki sürpriz pastanedeki tostoraman çöreğiydi.
Gelelim konusuna;
Maskeli Fare tam bir haydut. Geleni geçeni soyuyor. Yemeyeceği şeyleri bile sırf o yolun hırsızı olduğu için alıyor, bir nevi Deli Dumrul, yol tutan, harç kesen... Atının samanını dahi çalıyor. Günün birinde kendi hâlinde Bayan Vakvak'la karşılaşana kadar bu zulüm böyle devam ediyor. Civardaki hayvanlar zayıflarken Maskeli Fare semirdikçe semiriyor. Ama yazar bizi üzmüyor, adaleti sağlıyor. Üstelik duyduğum kadarıyla Maskeli Fare yaptıklarından pişmanmış ve dürüst bir hayata başlamış. Kitaptan küçük bir bölüm paylaşayım da tadı damağınızda kalsın ve en kısa zamanda evdeki miniği bu güzel kitapla tanıştırın. Biz kahramanı sevmedik ama kitap çok güzel.
 
"Hop dedik, Sincap bey, nereye böyle acele acele?
Çıkar bakalım açmaları, simitleri
Dök bakalım çikolatalı bisküvileri!
Bana derler Maskeli Fare,
Bu yol benden sorulur
Yolcuların hepsi itinayla soyulur!
Paylaşmam hiçbir şeyimi kimseyle
Bana derler Maskeli Hırsız Fare.”

 
 
Yazan Julia Donaldson
Resimleyen Axel Scheffler
Çeviri Ali Berktay
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Okul öncesi

Dipnot: Deniz için "soymak" kelimesinin karşılığı giysilerini çıkartmak olduğu için her soygunda tekrarlanan "itinayla soyulur" ifadesine her defasında itiraz etti "itinayla alınır" diye düzeltti.

7 Ocak 2015 Çarşamba

MAMUT YIKAMA REHBERİ

Jurassic Park'ı hatırlıyor musunuz? Dr. Hammond, fosilleşmiş bir sivrisinekten çıkarılan dinozor kanından DNA elde ediyor ve bu DNA ile dinozorlar geliştiriyordu.
1993 yapımı film gerçekleşiyor mu?
Japon bilim insanı Akira İritani, yeni bir klonlama tekniğiyle önümüzdeki dört beş yıl içinde mamutları  hayata döndürebileceğini iddia etti. Akira İritani, Jurassic Park filmini hatırlatan deney için Sibirya'ya gidecek. İritani burada beş bin yıl önce ölen ancak kalıntıları buzullar arasında donmuş mamuttan yumuşak doku alacak. Doku hücrelerinden elde edilecek DNA, bir Afrika filinin yumurtalığına zerk edilecek. Fil taşıyıcı anne olacak. Bu işlem aşırı soğukların hücreleri tahrip etmesi nedeniyle daha önce gerçekleştirilemiyordu. Ancak bir başka bilim insanı on altı yıl boyunca dondurulan bir fareden DNA elde etmeyi başarmıştı. 
Haber, 2011 tarihli. Gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz. 
Mamutlar geri dönebilir, çocuğunuz bir mamutu evcil hayvan olarak edinmek isteyebilir. Hazırlıklı olmakta fayda var! Pearson Yayınlarından çıkan Mamut Yıkama Rehberi'ni almakla işe başlayın. 

Mamutunuzun yıkanmaya mı ihtiyacı var?
Öncelikle bunun hiç kolay bir iş olmadığını belirtmeliyiz
Mamutlar biraz BÜYÜKTÜR ve tüyleri çok zor temizlenir. 
Ama endişelenmeyin, Mamut Yıkama Rehberiyle 
mamutunuzu yıkamak artık çok kolay!


Kitap neşeli çizgiler eşliğinde on adımda bir mamutun nasıl yıkanacağını gösteriyor. Uzun bir de ihtiyaç listesi var: Süpürge, korkutucu bir maske, kaykay, vinç, çilekli kek, yağmurluk, şemsiye, sağlam bir tramplen. Bunlara neden mi ihtiyacınız var? Cevaplar kitapta. 
Defalarca okuduk, canlandırdık ve çok eğlendik. Kısa, basit, neşeli ve de bol ödüllü bir kitap. 
Aldığı ödüller: Oldham Council's Brilliant Books 2014, Simply Books Book Factor 2014, Waterstone's Children's Book Prize 2014, Oxfordshire Book Awards 2014
Waterstone's ödüllü bir başka kitap Kapı Komşumuz Korsanlar hakkında yazarken ödülden bahsetmiştim. (2005 yılından itibaren İngiliz kitabevleri zinciri Waterstones tarafından düzenlenen yarışmada, bir önceki yıl basılan kitaplar yarışıyor. Yarışmaya katılan yazarlarla ilgili bir de kural var: Yazarın en fazla üç kitabı yayımlanmış olmalı. 2012 yılından beri üç ayrı kategorisi var: Resimli Kitaplar, 5-12 Yaş, Genç Erişkin)
 
Yazan Michelle Robinson
Resimleyen Kate Hindley
Çeviri Melike Hendek Pearson Yayınları
Okul öncesi
 

1 Ocak 2015 Perşembe

KÜLPRENSİ

Külprensi İngiliz çocuk kitapları yazarı ve illüstratörü Babette Cole'ün dilimize çevrilen ilk eseri.
Babette Cole üretken bir yazar. 70'den fazla resimli kitabı var. En bilinen kitabı bir milyondan fazla satan Dr. Dog. Kitapları arasında benim en çok ilgimi çeken Princess Smartypants serisi oldu. Princess Smartypants'ın evlilikte gözü yoktur. O sonsuza kadar bekâr ve mutlu yaşamak arzusundadır ancak ailesini ikna etmek hiç de kolay değildir. Bir plan yapar. En iyisi evliliği istiyor gibi görünüp kendisiyle evlenmek isteyen prensler arasından bir seçim yapmaktır. Princess Smartpantss'in içi rahattır çünkü damat adaylarını gerçekleşmesi imkânsız görevler beklemektedir. Bir dizi komik olay neticesinde sonsuza kadar mutlu ve bekâr kalma isteği gerçekleşir.
Klasik rol modellerini dayatmayan, hatta alaşağı eden bu seri umarım en kısa zamanda türkçeleştirilir. Zogi, Vejetaryen Külkedisi, Külprensi kitaplarının yanında yerini alır.
Vejetaryen Külkedisi "ya sonra?" sorusuna cevap veriyordu. Sonra sahiden de sonsuza kadar mutlu olmuşlar mıydı? Cevabı öğrenmek istiyorsanız tıklayın.
Külprensi ise klasik Külkedisi masalını Külkedisi'nin yerine bir erkek kahraman koyarak anlatıyor. Külprensi'nin yemek yemek, içmek ve saray diskosunda dans etmek dışında hiçbir şey yapmayan üç kıllı ve de kaslı ağabeyi vardır. Pislikleri ve dağınıklıkları da cabası. Külprensi bütün gününü temizlik, çamaşır ve ütüyle geçirir. Artık yeter dediği anda, bacadan içeri bir peri düşer. Bildiğimiz perilerden değildir bu. İyi niyetlidir, Külprensi'ne yardım etmek ister ama biraz beceriksizdir. Boş bir teneke içecek kutusunu arabaya çevirir ancak boyutu aynı kalmıştır. Külprensi'nin daha kıllı ve büyük görünme isteğini de yerine getirir ama kantarın topuzunu biraz kaçırır. Külprensi iri bir maymuna döner. "Neyse," diye düşünür "nasıl olsa büyü gece yarısı bozulacak." Külprensi aynaya baktığında kendisini çok yakışıklı bir prens gibi görür. Bu da böyle bir büyüdür işte. Tek ayağını spor arabasının üzerine koyar (zira başka türlü arabaya binmesi mümkün değildir.) ve saray diskosunun yolunu tutar. Kahramanlık yapmasına gerek kalmadan bir yanlış anlama neticesinde Prenses Şekerkuruş'un kalbini kazanır. Kötü ağabeyleri ise tatsız bir son bekler.


Yazan ve resimleyen Babette Cole
Çeviri Coşkun Şenkaya
Kuraldışı Yayınları Çocuk Kitapları Dizisi
Kitaptan uyarlanan İngilizce çizgi filmi izlemek isterseniz tıklayın.

Diğer bölümleri izlemek için aşağıdaki bağlantıları tıklayın.
http://www.youtube.com/watch?v=ccm4nSgcr-Q

http://www.youtube.com/watch?v=PT1VzanUsHk

http://www.youtube.com/watch?v=hMXKvSO6R4U