Bu Blogda Ara

25 Mayıs 2015 Pazartesi

KÜÇÜK KUTUP AYISI VE YARDIMSEVER KEDİ

Küçük kutup ayısı Lars'ın bir başka macerası.
Küçük kutup ayısı Lars, sadece buz ve karın olduğu, hiç ağaç ve çiçeğin olmadığı Kuzey Kutbu'nda annesi ve babasıyla birlikte yaşardı.
Lars bunu umursamıyordu.
Zamanının çoğunu yalnız geçirmesine rağmen mutluydu.
Ama bir gün yüzerken ayağı kaydı, denize yuvarlandı ve dev bir ağa yakalandı. Kendisini binlerce balığın üzerinde bulan Lars, nerede olduğunu anlamadı. Yanı başında duran merdivenleri tırmandı. Uzun koridorları dolaştı. Geminin kedisi Nemo'ya rastladı. Nemo'dan Kuzey Kutbu'ndan giderek uzaklaşan bir geminin içinde olduklarını öğrendi. Küçük arkadaşı, limana vardıklarında Lars'a yardımcı olabilecek dostları olduğunu söyledi. Birlikte yemek yediler. Açlığı ve endişesi azalan Lars, kendisini daha iyi hissediyordu. Derin bir uykuya daldı.
Limana varıp karaya indiklerinde Lars bir hayli şaşkındı. Pis ve dağınık sokaklar, evlerin bacalarından çıkan kapkara dumanlar... Tüyleri giderek kararıyordu. Her şeyin temiz ve beyaz olduğu evine dönmek için sabırsızlanıyordu. Nihayet çözüm bulundu. Nemo'nun tanıştırdığı Johnny'nin gemisi ertesi sabah Kuzey Kutbu'na doğru yol alacaktı. Dönüş yolculuğu hızlı geçti. Lars, evine döndüğü için muyluydu ama o günden sonra babası onu sık sık dalgın gözlerle ufuk çizgisine bakarken buldu.
"Gemiler," dedi Lars. "Ve kediler. Bir gün bir kedi gemiden düşüp bizi ziyarete gelebilir."

 
 
Yazan ve resimleyen Hans de Beer
Çeviren Selim Yeniçeri
Beyaz Balina Yayınları
4 yaş ve üstü
 

19 Mayıs 2015 Salı

KÜÇÜK KUTUP AYISI

Çocuk Kütüphanesi'nden kitap seçmek kolay iş değil.
İki farklı kategori var: Sevip özlediklerimiz ve daha önceden okunmamış, eğlenceli kitaplar.
İkinci kategoriye giren kitapları bulmak için rafları güzelce eşelemek gerekiyor. Küçük Kutup Ayısı ile böyle tanıştım. Küçük Kutup Ayısı Beyaz Balina Yayınları'ndan çıkan bir dizi. Meğer Deniz'in sınıfında bu seriden iki farklı kitap daha varmış ve okuyorlarmış. Ben de diziden iki farklı kitap bulunca etti dört.
Küçük Kutup Ayısı Lars, anne ve babasıyla beraber Kuzey Kutbu'nda yaşıyor. Her kitap aynı bölümle başlıyor:
Küçük Kutup Ayısı Lars, sadece buz ve karın olduğu, hiç ağaç ve çiçeğin olmadığı Kuzey Kutbu'nda annesi ve babasıyla birlikte yaşardı. Lars bunu umursamıyordu.
Sakın ola bu sıkıcı, monoton gibi görünen hayatı yüzünden Lars'a acımayın çünkü her kitapta başına gelen küçük aksilikler yüzünden Lars kendisini bambaşka bir coğrafyada, yeni arkadaşlar arasında buluyor ve yeni edindiği arkadaşları sayesinde eve geri dönmenin bir yolunu buluyor.
Dizinin bu ilk kitabı, Lars'ın ilk kez denize gittiği, yüzmeyi öğrenip balık yakalamayı öğrendiği günde başlıyor. Gece Lars'ın üzerinde yattığı buz parçası çatlamaya başlayınca sabah kendisini denizin ortasında yapayalnız buluyor. Hava ısınıyor, buz kütlesi eriyor, fırtına kopuyor. Neyse ki Lars yakınından geçen bir büyük fıçının üzerine çıkmayı başarıyor ve kendisini yemyeşil ağaçlarla dolu bir adada buluyor.
Birden suyun içinden dev bir hayvan dışarı fırladı.
"Merhabaaa!" dedi dev yaratık "Benim adım Henry; suaygırıyım. Sen kimsin?"
Lars'ın hikâyesini öğrenen Henry, ona yardımcı olabilecek birini tanıyor. Kim mi? Onu da kitaptan öğrenin.
 
 
Yazan ve resimleyen Hans de Beer
Çeviren Selim Yeniçeri
Beyaz Balina Yayınları
4 yaş ve üstü

17 Mayıs 2015 Pazar

UUUUU


UUUUU, Deniz'in yazarından imzalı ikinci kitabı.
İlki Yekta Kopan'ın Burun isimli kitabıydı. O sırada 31 aylıktı ve kitabının karalanması hiç de hoşuna gitmemişti. Kızdığı için bir süre hikâyeyi dinlemek istememiş, ilerleyen günlerde imzanın üstünü karalayarak kapatmaya, kendi imzasını atmaya çalışmıştı.
Geçen zaman, Deniz'i değiştirmemiş. Çanakkale Masalcılar Buluşması'nın konuğu Melek Özlem Sezer'in imzalayıp hediye ettiği UUUUU'yu eve götürüp durumu açıkladığımda aynı sahne tekrarlandı.
"Hayır istemiyorum! İmza atmadı! Bu kitap iğrenç."
Bir kaç gün sonra uyku öncesi kitap seçerken UUUUU'yu önerdim.
 "O iğrenç kitabı okumak istemiyorum."
Kitabın ne kadar iğrenç olduğunu anlamak için bir bakmaya karar verdik. Okumaya eşlik eden "Çok saçma. Bu da ne? Sana iğrenç olduğunu söylemiştim. De mi?" söylenmeleri arasında okumayı bitirdim. 
"Bir daha oku anne!"
Bir daha okuduk. Bana iğrenç bulmadığı sayfaları (kitabın tamamına yakın) gösterdi.
Bu bir U. Ne yapılabilir bir U ile?
Şöyle bir kocaman U olursa, içine atlar, beşik gibi sallanırsın.
Ya da U'dan bir salıncak yapar, taaa bulutlara asarsın.
Yazar bize U ile yapılabilecek değişik önerileri sıralıyor ancak kahramanımız bunlardan hiçbirini yapmıyor. Onun yerine U'yu ters çevirip ağzına yapıştırıyor ve surat asıyor. Bundan hoşlanmayan arkadaşları yanından uzaklaşıyor. Aç olduğu için somurttuğunu anlayan çocuğun, yedikçe neşesi yerine geliyor. Ama...
O da ne? Etrafta hiç çocuk kalmamış!
Yalnızlık meğer ne kadar sıkıcıymış ancak özür dileyip kocaman bir pastayı paylaşınca kimse daha fazla kırgın kalamazmış.
 
 
 
UUUUU
Yazan Melek Özlem Sezer
Resimleyen Afra Elif
Evrensel Çocuk Kitaplığı
Okul öncesi

7 Mayıs 2015 Perşembe

CHARLİE MCBUTTON'IN ELEKTRİKLERİ KESİLİNCE

İki yıl önceydi. Bir yaz günü. 
Çağlar telefon açtı ve çocuklu ailelerle sahilde akşam yemeği yiyeceğimizi söyledi. Planım hazırdı. Deniz'i almak, mayolarımızı giymek ve yemek saatine kadar kum oyuncaklarımızla oynayarak güneşin, denizin, yazın tadını çıkarmak...
Deniz, anlık planlara neşeyle katılan bir çocuk. "Deniz, bir fikrim var!" dediğim anda, gözleri parlıyor, ardından gelecek öneriyi dinliyor, "Pamam" (bu yakınlarda sanırım Tamam'a döndü, bu söz) diyor ve yaşından beklenmeyecek bir hızda hemen hazırlanıyor ve macera başlıyor. Bu tip kent kaçamaklarını seviyorum. İşten çıkmışsın, ayakların kumda, gün batıyor, kıyıya vuran dalga seslerini dinliyorsun, iyot kokusunu içine çekiyorsun, çocuğun yanında, boyuna masaya topladığı midye kabuklarını taşıyor, buz gibi biranı yudumluyorsun. Kenttesin ama bir tatil havası, rehaveti siniyor üzerine, iyi geliyor, hiç kalkmasın istiyorsun bu hâl, yorulsan da bu koşturmacadan daha sık yapmalıyım diye telkin ediyorsun kendini. İşte böyle bir akşam, Deniz'le iki saat önce gittik mekâna, kumlarla oynadık, yüzdük, tuzlu, kumlu ve mutlu buluştuk diğerleriyle ayağımızda şıpıdık terlik ve şortlarla.
Mekândaki kadınların çoğunun sivri pabuçlu topuklu ayakkabıları, ağır makyajları ve benim ancak bir düğünde giyebileceğim türden elbiseleri vardı. Kocamla bakıştık. Kendimden emin, ortama uyumsuz ve de uygunsuz olanların diğerleri olduğunu söyledim. Nasıl göründüğüm, çocuğumla alacağım keyiften hiçbir zaman daha önemli olmadı.
Deniz o sıralarda iki yaşını biraz geçmişti. Tüm akşam keyifle kumda oynadı. Acıktığında yanıma geldi. Bazen kalktım yanına gittim. Diğer çocukların hepsi denizden en uzak masada yan yana, birbirleriyle pek az konuşarak ellerindeki ipadle oynuyorlardı. Aslında yanlarında ipad getiren ebeveynlerle amacımız aynıydı. Çocuklar kendini oyalarken rahatça sohbet etmek, yemek yemek...
Kütüphanede bulduğum bir kitap tüm bunları hatırlamama ve düşünmeme sebep oldu.
Charlie McButton'ın Elektrikleri Kesilince, tek eğlencesi bilgisayar oyunları ve el telefonları* olan bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Küçük kız kardeşi, güneşin, bahçenin, şişme havuzun, köpeğin tadını çıkarırken Charlie sadece bilgisayarının ekranına bakar ancak bir gün bir fırtına çıkıp da elektrikler kesilince ne yapacağını şaşırır.
Bağırmak istedi "İmdat!" diye ama ancak inledi.
Elektrik kesintisi konuşma yeteneğini de kesmişti.
Neyse ki annesinin yarasa gibi keskindi kulakları.
Oğlunun odasına geldi ve şefkatle okşadı başını.
Annesi, oğluna elektrik olmadan da yapabileceği bir takım öneriler sunar: Odayı temizlemek, şarkı söylemek, oyun hamuru oynamak, kitap okumak gibi. Ama karşısındaki iflah olmaz bir teknoloji tutkunudur. Eski, artık yüzüne bile bakmadığı pille çalışan bir oyun cihazı bulduğunda biraz kendine gelir gibi olur. Ancak bir sorun vardır. Cihazın pili bitmiştir. Ve evdeki piller kraliçesi üç yaşındaki kız kardeşi konuşan bebeğinin elinden tutmuş mutlu mutlu geziyordur. Charlie ne yapacak dersiniz, içindeki çılgına uyup kız kardeşinin oyuncaklarından pillerini çalıp onu üzecek mi, yoksa piller ve elektrik olmasa bile kız kardeşi ile eğlenmenin bir yolunu mu bulacak?


Yazan Suzanne Collins
Resimleyen Mike Lester
Çeviren Nurduran Duman
Pegasus Yayınları
 +3
 
*Kitapta el telefonu diye yazılmış. Kitabın orjinali 2005 yılında yani cep telefonlarının da yayımlanmış. Belki mühim değil ama neden cep telefonu yerine el telefonu kullanılmış anlamadım. Kastedilen telsiz telefonlar mı, onu da çıkaramadım. Deniz, şimdilik itiraz etmediği için el telefonu olarak okuyorum. Yoksa onun itirazları karşısında boynum kıldan ince.
Örneğin Maskeli Fare'nin sıkça tekrarlanan repliği "Bu yol benden sorulur. İtinayla soyulur" Deniz hanımın soyulmaktan tek anladığı kıyafet çıkarmak olduğu ve diğer anlamını kabul etmek istemediği için İtinayla alınır olarak değiştirildi.

1 Mayıs 2015 Cuma

NOKTALARIM NEREDE?

Bir kütüphane kitabı daha...
Boyut Yayıncılık tarafından yayımlanan kitap, Masal Kütüphanesi adı verilen 19 kitaplık bir diziye ait. Dizinin kitapları arasında bir tema bütünlüğü yok. Aynı kahramanın farklı maceralarını anlatmıyor. Farklı yazar ve çizerlerin yazıp resimlendirdiği bu diziyi toplu ya da tek tek almanız mümkün. Masal Kütüphanesi serisine ait bir diğer kitap tanıtım yazısını okumak için ilk, satın alma için ikinci bağlantıyı tıklayın.
Noktalarım Nerede? 3-5 yaş etiketiyle çıkmış ama daha küçük çocukların da kolayca ilgisini çekecek basit bir hikâyesi ve tekrarlayan cümleleri var. Buna rağmen Deniz'in ilgisini çekti, gülümseyerek dinledi. Her sevdiği kitapta yaptığı gibi yeniden okuttu, sonra da ben okuyacağım diyerek kitabı elimden aldı. Noktalarım Nerede? çocukların kolayca akıllarında tutabileceği, resimlere bakarak, anlatabileceği bir hikâye.
Yedi siyah noktalı kırmızı uğur böceği, kuvvetli esen rüzgâr neticesinde noktalarını kaybedince noktalarını aramaya koyulur. Gezer, dolaşır her karşılaştığı siyah, yuvarlak nesneye acaba kendi siyah noktası mı diye bakar. 
"Acaba bunlar, benim yedi noktam olabilirler mi?"
Uğurböceği düşünmüş ve "Hayır! Olamaz!" demiş.
Kitabın büyük çoğunluğu bu cümleden oluşuyor aslında. Uğurböceği arıyor, tarıyor, sonunda akşam yorgunluktan bir ağacın altında uyuyakalıyor. Sabah bir de uyanıyor noktaları yerli yerinde.
 
 
Yazan Maria Loretta Giraldo
Resimleyen Nicoletta Bertelle
İtalyanca aslından çeviren Kübra Bahar
Boyut Yayın Grubu
3-5 yaş