Bu Blogda Ara

22 Temmuz 2015 Çarşamba

EVE DÖNELİM, KÜÇÜK AYI

Dün kütüphane günüydü. Deniz arabada yeni kedimiz Pati ile beklerken hızlıca değiş tokuş işini hallettim. 3+3 sistemiyle (3 benim, 3 onun kütüphane kartıyla olmak üzere) dördü hiç okunmamış altı adet kitap aldım. Ancak eve geldiğimizde seçtiğim kitapların dördünün kahramanının ayı olduğunu fark ettim. Doğada bir ayı ile hiç karşılaşmadım ancak bir çocuk kitabı kahramanı olarak ayıyı seviyorum, seviyoruz, özellikle de Büyük Ayı ve Küçük Ayı serisini. Serinin daha önce okumadığımız bir kitabını bulduğumda beğeneceğimizden emindim. Yanılmadım. Çünkü bize çok tanıdık bir hâli anlatıyordu kitap.
Deniz ile yürüyüşe çıkmayı seviyorum. O da seviyor olmalı. Ne zaman yürüyerek bir yere gitsek elimi tutuyor, bir süre lafladıktan sonra, "Ne iyi oldu anne. Hem yürüyoruz hem de sohbet ediyoruz." diyor. Bu sohbetlerin konusu çeşitli.  İzlediği çizgi filmler, anneannesi ve teyzesinden benim çocukluğumla ilgili duyduğu hikâyeler, ben işteyken evde olanlar... Hoplaya zıplaya yanımda yürürken bana anlattığı şeyleri dinlemek, yol boyu uydurduğumuz oyunlar, çok yorulduğunda anne asansörü çağırıp kucağıma zıplaması... Birlikte yürüyüş yaparken zevk aldığımız her ne varsa girmiş kitabın sayfalarına.  O yüzden daha ilk sayfalarda kalbimizi çalıyor Eve Dönelim, Küçük Ayı kitabı. 
Büyük Ayı ve Küçük Ayı ormanda yürüyüşe çıkıyorlar. Ormanda yürürken Küçük Ayı pof pof diye sesler işitiyor. Bu sesi çıkartan Pofuduk'un yakınlarda olduğuna ve onları izlediğine çok emin. Peşlerinde olan sadece Pofuduk olsa iyi! Şıpıdık, Patırdak ve diğerleri de takılıyor peşlerine.
Tuhaf seslerle dolu bir orman, bilinmeyene yakıştırılan hikâyeler, Büyük Ayı'nın sabırla, sevgiyle bilinmeyeni aydınlatması, sevgi, ilgi ve güven ortamında büyüyen şanslı Küçük Ayı...
Bu seri gözden kaçmamalı.



Yazan Martin Waddel
Resimleyen Barbara Firth
Çeviren Aslı Motchane
Kır Çiçeği Yayınları
2-6 yaş
 

19 Temmuz 2015 Pazar

KİRPİ OMLET

Diko, Piko ve Omlet her sabah erkenden kalkar, kahvaltılarını yaptıktan sonra bahçeye oynamaya çıkarlardı. Saatlerce bahçede oyun oynar, zamanın nasıl geçtiğini unuturlardır, ta ki anneleri çağırana dek.
Hayatlarının günlük akışlarını böylece öğrendiğimiz Kirpi biraderlerden Omlet bir gün kardeşleri uyurken kalkar, annesi evden çıkmamasını tembihlediği hâlde dışarı çıkar zira kuşlar onu çağırmaktadır, ayrıca kurbağa Peki'den de özür dilemelidir. Çünkü iki gün önce birlikte oyun oynarlarken yanlışlıkla dikenleri Peki'ye batmış ve onun canını yakmıştır. Bu arada Omlet'in adı "başındaki sert dikenlerin arasındaki bir tutam turuncu renkli tüycük" nedeniyle Omlet'tir. Yazar diğer isimlerin neden konduğunu açıklamaz bize.) Omlet o denli hassas bir kirpidir ki canı yanan kurbağayla birlikte ağlar.
Kahramanın yolculuğu başlar, yolda birilerine rastlar ama bir numara olmaz. Kitap başkasının bahçesine izinsiz girmeyeeliimm  onun bin bir emekle yetiştirdiği meyveleri koparmayaalııım, annemizin sözünden hiç çıkmayalımmm arkadaşlar mesajıyla biter.
Ciltli kapak, sayfaları şöyle bir karıştırdığımda karşılaştığım güzel resimler ve YKY etiketi beklentimi yükseltmiş olmalı ki okuma bittiğinde sonuç benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Resimlere bakmaktan keyif aldık ancak hikâye ne beni ne de Deniz'i tatmin etti. Bir kez okuyup kütüphaneye iade ettik.


Yazan ve resimleyen Aysun Berktay Özmen
YKY
Okul öncesi

 
 
 

7 Temmuz 2015 Salı

SENİNLE BEN, KÜÇÜK AYI

Bana iyi anne kimdir diye soracak olsalar cevabım Büyük Ayı olurdu.
Evet, annelik idolüm, Martin Waddell'in yazıp Barbara Firth'in resimlediği Küçük Ayı serisinin annesi Büyük Ayı. Ne zaman bu seriden bir kitap okusak içim sevgi ve anlayışla doluyor. Hadi itiraf edeyim biraz da annelik kusurlarımı görüyorum. Bknz: Uyuyamıyor musun Küçük Ayı? Gün boyu iş güç derken Deniz'in uyumasını sabırsızlıkla beklediğim tam da Büyük Ayı gibi onu yatırıp kitap okumaya koyulduğum gecelerde Büyük Ayı sabrı gösteremediğim geceler oldu, kabul ediyorum. Böyle durumlarda sadece kendime empati yapıyordum(ayaklarımı uzatıp bir kitap okuyamayacak mıyım? vs.) ancak kitabı okumak bende değişime yol açtı. Hâlâ Deniz'in bir an evvel uyuması en büyük arzum ama uyuyamadığı durumlarda kendime acımak yerine Büyük Ayı'nın davranışını hatırlıyor ve Küçük Ayı'ya yani Deniz'e empati yapıyorum. O yüzden çok seviyorum, bu seriyi, Deniz'den bile çok.
 Seninle Ben, Küçük Ayı kitabı bir başka ortak derdi anlatıyor.
"Oynamak istiyorum!" demiş Küçük Ayı.
"Ateş için odun toplamam gerek," demiş Büyük Ayı.
"Ben de toplayacağım," demiş Küçük Ayı.
"Seninle ben Küçük Ayı," demiş Büyük Ayı, "odunu birlikte toplayalım."
Birlikte su taşırlar, mağarayı toplaralar. Küçük Ayı, oyuncaklarını toplamayı bitirir ancak Büyük Ayı'nın işleri hâlâ bitmemiştir.
"Benimle oynamanı istiyorum!" demiş Küçük Ayı.
"Kendi kendine oynaman gerekecek, Küçük Ayı," demiş Büyük Ayı.
Küçük Ayı kendi kendine oynamış. Büyük Ayı işleri bitirmiş ve gözlerini kapatıp bir süre dinlenmiş. Sonra günün en keyifli saati gelmiş.
"Bugün çok iş yaptık, Küçük Ayı!" demiş Büyük Ayı.
"Ne güzeldi Büyük Ayı!" demiş Küçük Ayı.
"Seninle ben ne güzel oynadık... birlikte!"
Yazan Martin Waddell
Resimleyen Barbara Firth
Çeviren Aslı Motchane
Kırçiçeği Yayınları
2-6 yaş

1 Temmuz 2015 Çarşamba

TOMBİK AYI KAYBOLUNCA

Halk Kütüphanesi'nde çok severek okuduğumuz kitaplar var. Özleyip yeniden okumak istediğimizde bazen kaybolduğunu ya da yıpranma nedeniyle sistemden düştüğünü öğrenip üzülüyorum. Bu haberi aldığımda işim biraz daha zorlaşıyor, özellikle Deniz yanımda değilse. Onun olası hayal kırıklığını daha eğlenceli, yeni kitaplarla gidermeye çalışıyorum.  Beni daima tatmin eden yayınevleri var, Kırçiçeği Yayınları, Pearson Yayınları gibi. Onlardan birini buldum mu, işlem tamam!
Geçtiğimiz günlerde elimizdeki kitapları iade edip yenilerini almak için hızlı bir kütüphane ziyareti yaptık. Kordonda kütüphaneye en yakın cep içine arabayı kısa süreli park ettiğimiz için neredeyse koşarak gidip geldik. Ben yeni kitaplar ararken Deniz her zamanki gibi satranç köşesine geçti ve anneannesiyle bir el kuralsız satranç oynadı. Ben de kütüphaneye yeni teşrif etmiş güzel bir kitap buldum. Tombik Ayı Kaybolunca. Böylece mutlu ve park cezası yemeden oradan uzaklaştık.
Tombik Ayı, bir seri. Türkçeye çevrilmiş beş kitabı var.
Deniz, seri kitaplara alışkın ve seviyor. Bu alışkanlıkla sevdiği her kitap için (seri olsun olmasın) bunun diğerlerini de al bana, diyor. Tombik Ayı'yı okuduğumuzda da kaide bozulmadı.
Tombik Ayı, bir gün ormanda dolaşırken vaktin nasıl geçtiğini anlamaz. Bir anda hava kararır. Rüzgâr şiddetini arttırır. Eve nasıl döneceğini bilemeyen Tombik ayı eni konu korkmaktadır. Neyse ki onu çok seven ve düşünen arkadaşları vardır.
Birlikte döndüler mağaraya,
geldiler yeniden bir araya.
Anlattı başından geçenleri Tombik Ayı,
uyumak üzereyken arkadaşları.
Birbirlerine sarıldılar, güzel rüyalara daldılar.
Tombik Ayı sonunda güvendeydi.
Onu seven arkadaşlarının olması ne güzeldi.
İşte bu da yazar Karma Wilson'un hikâyeyle benzer bir izleğe sahip kısa biyografisi:
Bir zamanlar bir yazar vardı. Yazar çok korkuyordu. Ama bir arkadaşı onu hiç yalnız bırakmadı, ona cesaret verdi. Arkadaşının adı Sarah Goodrich'ti. Sevgili dostum, teşekkürler. K.W.



Yazan Karma Wilson
Resimleyen Jane Chapman
Çeviren Gülbin Baltacıoğlu
Pearson Türkiye
Okul öncesi