Kendim de sabah insanı olmadığımdan Deniz'i erken uyandırmayı başaramıyorum.
Uyanır uyanmaz pencereyi ve radyoyu açıyorum. Temiz hava, yüzüne vuran serinlik ve müzikle hafif hafif ayılsın istiyorum. Pati en büyük yardımcım. Hop diye atlıyor yatağa. Deniz'in burnunu kokluyor, elini yalıyor, bazen de bir pati atıyor "Haydi, oyna benimle," diye. Evin içinde hızla dört dönerken onunla kovalamaca oynuyoruz zannedip koridorda deli gibi koşturuyor, zıplıyor. Deniz'in gözü yarı kapalı, Pati'nin zıpırlıklarını bazen görüyor, bazen görmüyor.
Bu sabah hâllerini, koşturmacayı komik bir dille anlatan bir kitap buldum kütüphanede. Ve tahmin ettiğim gibi Deniz dinlerken çok sevdi, çok kıkırdadı, tabi ben de...
Fındık uyandığında, Tavşan yatağın altında saklanıyordu. Fındık, Tavşan'ın patisinden çekerek:
-Seni orada bulamayacağımı ı sanıyordun? diye sordu.
Fındık'ın annesi, aşağıdan:
-Kahvaltı hazır, diye seslendi.
Fındık:
-Bir dakika sonra, diye cevap verdi. Tavşan şımarıklık yapıyor.
Kahvaltı, giyinme, yola çıkma her defasında Tavşan'ın yaramazlıkları yüzünden gecikiyor! Dışarıda yağmur yağıyor. Geç kaldıkları için hızlanmaları ve koşmaları gerekiyor. Fındık, okula gittiğinde Tavşan'ın yanında olmadığını fark ediyor. Üstelik annesi de onu öpmeyi unutmuş. Durun, üzülmeyin! Her şey tatlıya bağlanıyor.
Uyku öncesi için biçilmiş kaftan, kısa ve eğlenceli, tam bizim sevdiğimiz gibi.
Yazan Miriam Moss
Resimleyen Anna Curry
Çeviren Sevgi Atlıhan
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Okul öncesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder