Kütüphanede rafları karıştırırken bir kapak dikkatimi çekti. Siyah korsan bayrağının göndere çekildiği bir güvertede elinde sıcak omlet tavasıyla koşan bir erkek çocuğunu görünce Deniz'in seveceği bir kitapla karşı karşıya kaldığımı düşündüm. Yazarın Christine Nöstlinger olduğunu fark ettiğimde seçimimden tamamıyla emindim!
Leo'nun babası bir korsan gemisinin kaptanı. Gemide yalnızca üç korsan var: Uzun (dümeni kullanıyor), Kısa (ortalığı temizliyor) ve Şişko (yemekleri pişiriyor). Gemide az korsan olması hiç sorun değil çünkü denizlerde hazine taşıyan gemiler yok. Kaptan, dedesinden duyduğu bir gemiyi bulmak için açık denizlerde.
"Yüz yıl önce," demişti dedesi, "bu gemi sandıklar dolusu altınla birlikte, minicik bir adanın önünde battı. Deniz orada o kadar sığdır ki, gemi direğinin tepesi suyun üstüne çıkar!" Ancak dede, o minicik adanın nerede olduğunu unutmuştu.
İşte bu yüzden, Leo'nun babası yıllardır her yerde o direğin tepesini arayıp duruyordu.
Boyu bir metre olana kadar annesiyle bir adada yaşayan Leo (anne ve babası böyle anlaşmıştır) artık gemidedir çünkü kaptanlık babadan oğula geçmektedir ve kaptanlığın, korsanlığın inceliklerini öğrenmesi gerekmektedir. Ancak gemide vakit geçirmekten en çok hoşlandığı yer, mutfaktır. Şişko'ya bir gün ileride aşçı olma isteğini anlatır.
"İmkânsız!" diye haykırdı Şişko. "Sen kaptan olmak zorundasın, çünkü deden de, büyükdeden de kaptandı. Buna gelenek denir ve eğer geleneği sürdürmezsen, baban kederinden ölür!"
Ancak ilerleyen günlerde babası yaşayarak gemideki en önemli kişinin aşçı olduğunu görecektir.
Çocukların yetenek ve hayallerinin anne babaların düşlerinden farklı olabileceğini anlatan eğlenceli bir hikâye.
Yazan Christine Nöstlinger
Resimleyen Thomas M. Müller
Türkçeleştiren Mine Kazmaoğlu
Günışığı Kitaplığı
Okul öncesi
İşte bu yüzden, Leo'nun babası yıllardır her yerde o direğin tepesini arayıp duruyordu.
Boyu bir metre olana kadar annesiyle bir adada yaşayan Leo (anne ve babası böyle anlaşmıştır) artık gemidedir çünkü kaptanlık babadan oğula geçmektedir ve kaptanlığın, korsanlığın inceliklerini öğrenmesi gerekmektedir. Ancak gemide vakit geçirmekten en çok hoşlandığı yer, mutfaktır. Şişko'ya bir gün ileride aşçı olma isteğini anlatır.
"İmkânsız!" diye haykırdı Şişko. "Sen kaptan olmak zorundasın, çünkü deden de, büyükdeden de kaptandı. Buna gelenek denir ve eğer geleneği sürdürmezsen, baban kederinden ölür!"
Ancak ilerleyen günlerde babası yaşayarak gemideki en önemli kişinin aşçı olduğunu görecektir.
Çocukların yetenek ve hayallerinin anne babaların düşlerinden farklı olabileceğini anlatan eğlenceli bir hikâye.
Yazan Christine Nöstlinger
Resimleyen Thomas M. Müller
Türkçeleştiren Mine Kazmaoğlu
Günışığı Kitaplığı
Okul öncesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder