Babanın aldığı kitaplardan biri Şekerli Sinek. Uzunluğu nedeniyle (112 sayfa) sırasını bekliyordu. Bu hafta okumaya başladık. Tanıtım bülteninde "Sinekler hakkındaki önyargılarınızdan kurtulmaya hazır mısınız?" diye soruyor ve devam ediyor: "Bu kitapta Şekerli Sinek'in maceralarını, heyecanlarını ve sevinçlerini paylaşacak; dünyaya onun gözlerinden bakacaksınız."
Sineklere sempati duymadığım doğrudur. Sinek önyargısı kırılsın diye Deniz'e bu kitabı alan babasının ona vurduğunda ses çıkartan, parmak arası şeklinde sineklik aldığı da doğrudur. Deniz bu çelişkiyi sorgulamadı elbette, "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu," demedi. Söylenen benim. Tek sebep kitabın gerçekten içimi şişirmesi. Bir ara "Kim konuşuyor burada?" diye höykürdüm. İşte o anda kıvılcım çaktı. Ve Öykücülere Sordum'un Ekim sorusu belirdi. Yazar fazla bekletmedi. 35. sayfada nihayet anlatıcının kimliğini anladık, hatta resmini gördük. Ama o denli bezmiştik ki, kitabı kapattık ve yattık. Şekerli Sinek ve Anlatıcı bir evde hapis kalan arkadaşlarını kurtarabilmek için vızır vızır konuşuyor ve uçuyor hâlâ.
Kitabı sevenler için, devamı da varmış: Şekerli Sinek Mavi Orman Yolunda
Yazan Tanşıl Kılıç
Resimleyen Vaghar Agati
Can Çocuk