Şuşu'yu tanıyorsunuz, bisiklet sevdalısı, afacan kız çocuğu, hani Can ile parkın altını üstüne getiren. Maceranın ilk bölümünü anlatacağız size bu hafta, Şuşu ve Üçteker.
Şuşu ile 5. doğum gününde tanışıyoruz. Dayısı Şuşu'yu gezmeye götürüyor. Bu, Şuşu'nun karşılaştığımız ilk akrabası. İnanın bana son olmayacak! Şuşu'nun kalabalık bir ailesi var, anne, baba, teyze, dayı, hala, dede, nine. Aynı evde yaşadıklarına dair bir bilgi yok. Ama Şuşular'ın evinden de çıkmıyorlar doğrusu. Bu kalabalık bir süre sonra baş döndürücü geliyor insana. Neyse ortalık henüz sakinken sayfalarda ilerlemeye devam edelim. Sonra ne demek istediğimi anlayacaksınız. Dayısı Şuşu'yu önce pastaneye götürür sonra bir oyuncakçıya. Ve Şuşu orada kırmızı, önünde sepeti olan üç tekerlekli bisikletini görür ve bir daha da inmez! Bu andan itibaren Şuşu'yu hep başında kaskı üçtekerinin üzerinde görürüz. Eve kadar bisikletle gider, doğum günü pastasının mumlarını üçtekerinin üzerinde üfler, hediyelerini orada açar. Hatta üçtekeriyle uyumak ister. Halası Şuşu'yu ikna etmenin bir yolunu bulmuş gibidir.
“Gel seninle bir anlaşma yapalım,” dedi halası.
“Ben sana kitap okuyayım. Kitap bitene kadar inme üçtekerinden. Sonra doğru yatağa olur mu?”
“Tamam,” dedi Şuşu. “Ama üçtekerimle uyuyacağım.”
Yazan Yıldıray Karakiya
Çizen Başak Günaçan
Redhouse Kidz
+3