Bu Blogda Ara

18 Eylül 2014 Perşembe

ŞUŞU, CAN VE DÖRTTEKER


Deniz kütüphaneden yeni aldığım kitapları her zaman heyecanla karşılıyor.

Ama İdefix'ten sipariş ettiğim kitaplar eve gelince ne yapacağı tam bir muamma. Hele onun kitaplarını kendi siparişlerime eklediysem hâlimiz evlere şenlik. Benim kalın kitaplarım kesinlikle daha cazip geliyor. Kendi ince kitaplarını görmek moralini bozuyor. Onların sıkıcı ve resimsiz olduğunu iddia ediyor. Eğer kitapların arasında bir grafik roman varsa “Bak bunun resimleri var, çok güzel, bu benim!” diyor. Kitabı kolunun altına sıkıştırıp odasına kaçıyor. Kalın kitaplar asla onu korkutmuyor, eğlence daha uzun sürecek diye seviniyor. İdefix'ten son siparişimiz sadece çocuk kitaplarından oluşuyordu. Aklını çelecek kalın bir kitap olmadığı için paketi sorunsuz ve krizsiz açtı! Hemen incelemeye başladı. Ve okutmak üzere ilk tercihini yaptı.

Şuşu, Can ve Dörtteker

Kitaba bayıldı. Defalarca okuttu. Kıkırdadı. Heyecanlandı. Şuşu, Can ve Dörtteker bir devam kitabı. Serinin ilk kitabı Şuşu ve Üçteker'i İdefix bir gün sonra gönderince biz ikinci kitapla başlamış olduk seriye. Kitabı Birdolapkitap'ın Yıldıray'ı yazmış. Her yaş için çocuk kitabı sloganıyla yola çıkan çocuk edebiyatı meraklısı bir çift Banu ve Yıldıray. Birdolapkitap adını verdikleri bloglarında çocuk kitaplarını tanıtıyorlar ve her pazar Açık Radyo'da program yapıyorlar. Şimdilerde Dünyalı dergiyi çıkartıyorlar. Onlarla tanışmadıysanız hiç vakit kaybetmeyin. Linki tıklayın.
http://www.birdolapkitap.com/

Şuşu afacan bir kız çocuğu. Bir bisiklet sevdalısı. Başında kaskı üçtekerinin üzerinde evde fır fır dolaşıp kalabalık ev halkının başını döndürünce dayısı onu alır, parka götürür. Şuşu bu kez de ilgisini park sakini hayvanlara verir. Güvercinleri kaçırır, kurbağaları vıraklatır, tam uyuklayan kedilerle ilgilenecekken yanından hızla dörtteker geçer. Şuşu'nun dörtteker dediği Can isminde bir çocuğun tekerlekli sandalyesidir.. Şuşu, ilgisini çeken dörttekeri takip eder. Sağa, sola hızla giderken ikisi birlikte parkın altını üstüne getirirler. Çöp kovaları, parkta bankları boyayan görevlinin boya kutuları devrilir. Ortalık bir anda toz duman olur. Şuşu'nun dayısı ve Can'ın teyzesi gelir. Tepkileri aynıdır: “Ne yaptın sen?” Büyüklerin yardımıyla ortalığı toparlarlar. Sıra tanışma faslındadır. Şuşu ilk kez gördüğü dörttekerin pedalı olmamasına şaşırmıştır. Can, "Bu bisiklet değil akılllım, bir tekerlekli sandalye." der. Şuşu'nun gördüğü tek dörtteker babasının ofis sandalyesidir. "Hayır," der Can, "O bir ofis sandalyesi onunla gezilmez." Ondan sonra parkta iki çocuk yan yana geldiğinde ne olursa o olur. Arkadaş olur, ertesi günler parkta birlikte oynamak için sözleşirler. Eve dönerken ikisi de evde parkta yaptıkları yaramazlıkla ilgili uyarılır. Deniz, dedesi felç geçirdiği ve yürüyemediği için Şuşu'nun aksine dörttekerin ne olduğunu biliyordu. Yurt dışında yayımlanan çocuk kitaplarının görsellerinde tek tip kullanılmaz, sarışın, zenci, tekerlekli sandalyede çeşit çeşit insan resmedilir. Çok daha küçükken okumaya başladığımız Pırtık Tekir'de tekerlekli sandalyesinde oturan bir çocuk vardı örneğin. Bizdeki kitaplarda hayatın içinden bu kadar fazla çeşitlilik yok. Sokaklarda da sık rastlayamıyorsunuz. Örneğin bizim ve annemlerin apartmanındaki asansöre sokak tipi tekerlekli sandalye giremiyor, ev tipi sandalye ise bin bir zahmetle. Sandalye ile ayna arasındaki boşlukta sıkışıp asansör zemin kata ininceye kadar tekerlekli sandalyeyi öne doğru kaldırmak suretiyle babamı asansöre sokabiliyoruz. Zemin kata inince de çile bitmiyor. Apartmanın otopark kısmından ev tipi küçük tekerlekli sandalyeyi yokuş yukarı itmek, Arnavut kaldırımlı sokakta ilerlemek hiç kolay değil. Kaslarınıza güvenip aşağıya ev tipiyle alıp orada sokak tipi sandalyeye geçirip delik deşik yollarda ben iterim derseniz dışarı çıkartabiliyorsunuz. Yoksa en fazla balkona çıkartabiliyorsunuz. Bedensel engelli bireylerin yaşamını kolay kılacak düzenlemeler yapılmadığı için sokakta onlarla çok fazla karşılaşamıyoruz. Bu yüzden sizin çocuğunuz da Şuşu gibi ilk kez tekerlekli sandalye ile karşılaşabilir. Kısa bir hikâye. Buna rağmen etkileyici ve eğlenceli. İnanın bana, aldığımdan beri kaç kez okudum  sayısını hatırlamıyorum. Görsellerde resimler yoluyla anlatılan yan hikâyeler var. Onu da alıp siz bulun.
Yazan Yıldıray Karakiya
Resimleyen Başak Günaçan
Redhouse Kidz
3+

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder