Kütüphanede bulduğumuz bir kitap daha.
Deniz, her yeni, hoşuna giden kitap gibi, bunu da üst üste okuttu. Onun kitabı sevdiğine hiç şüphe yok ancak benim aynı kanaatte olduğumu söylemek güç. Metni her okuduğumda dilimin sürçmesinin, hatalı okumuş gibi hissedip duraksamamın uykumun gelmesi dışında bir sebebi olmalı! Dilde kafiye yaratmak için uğraşılmış ama sanki sesli okunmamış ve aksayan, kulağı tırmalayan yerler üzerinde çalışılmamış. Hikâyenin fikri güzel. Biraz daha özenle baş tacı edilecek bir kitap yaratılırmış (bence).
İstanbul semalarında uçan bir kaz kafilesinin en küçük üyesidir, Cambaz. Uçmaktan yorulunca dinlenmek üzere Sultanahmet meydanına iner. Arkadaşı Zarif ile gezinen her daim aç kedi Sarman'ın hemen önüne. Sarman bu, Cambaz'ı görünce biraz evvel yemek yediğini unutur, ağzı sulanır ve Cambaz'ın ardına düşer. Yavru kaz önde, kediler arkada İstanbul'un tarihi mekânları arasında macera başlar. Topkapı Sarayı, Ayasofya, Galata Kulesi, Yerebatan Sarnıcı, Galata Köprüsü, Taksim meydanı, Dolmabahçe Sarayı, Ortaköy, Boğaziçi Köprüsü, Prens adaları, Kız kulesi, Rumelihisarı. Tüm bu mekânlara ait ayrıntılar Deniz'in ilgisini çekti ve pek çok soru sordu. Çizgiler daha gerçekçi olsaydı, gerçek hayatta o yapıyla karşılaştığında, tanıyabileceği gibi resmedilseydi keşke. Sara Şahinkanat'ın yazdığı, Ayşe İnan Alican'ın resimlediği Bilgi Avcıları Gizli Görevde- Beyoğlu Macerası örneği gibi mesela.
İstanbul semalarında uçan bir kaz kafilesinin en küçük üyesidir, Cambaz. Uçmaktan yorulunca dinlenmek üzere Sultanahmet meydanına iner. Arkadaşı Zarif ile gezinen her daim aç kedi Sarman'ın hemen önüne. Sarman bu, Cambaz'ı görünce biraz evvel yemek yediğini unutur, ağzı sulanır ve Cambaz'ın ardına düşer. Yavru kaz önde, kediler arkada İstanbul'un tarihi mekânları arasında macera başlar. Topkapı Sarayı, Ayasofya, Galata Kulesi, Yerebatan Sarnıcı, Galata Köprüsü, Taksim meydanı, Dolmabahçe Sarayı, Ortaköy, Boğaziçi Köprüsü, Prens adaları, Kız kulesi, Rumelihisarı. Tüm bu mekânlara ait ayrıntılar Deniz'in ilgisini çekti ve pek çok soru sordu. Çizgiler daha gerçekçi olsaydı, gerçek hayatta o yapıyla karşılaştığında, tanıyabileceği gibi resmedilseydi keşke. Sara Şahinkanat'ın yazdığı, Ayşe İnan Alican'ın resimlediği Bilgi Avcıları Gizli Görevde- Beyoğlu Macerası örneği gibi mesela.
Metinde kafiyeli bir dil kullanmanın amacı sesli okuduğunda bir melodi yakalamak değil midir? Kimi uzun cümlelerin ardından gelen kısa cümleler bende sanki bir kelimeyi okumayı unutmuşum hissi yarattı her defasında. Okumam tekledi. Bu durumu sevmedim.
Örneğin; Bir kule vardı denizin ortasında./ Yorulan küçük kazlar için/korunak mı acaba?
Bunun yerine ufacık, kısacık "bir" kelimesi eklenseymiş ve Bir kule vardı denizin ortasında./ Yorulan küçük kazlar için/ bir korunak mı acaba? Daha iyi olmaz mıymış?
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Belki Deniz'le okuduğumuz onca mükemmel metinden sonra ben zor beğenir oldum, bilemiyorum. Daha albenili bir çizim olsaydı bu küçük kusurlar rahatlıkla gözümden kaçardı, eminim.
Yazan Gülsevin Kıral & Leyla Emory
Resimleyen Buket Gencer
Manolin Yayınları
Okul öncesi
Örneğin; Bir kule vardı denizin ortasında./ Yorulan küçük kazlar için/korunak mı acaba?
Bunun yerine ufacık, kısacık "bir" kelimesi eklenseymiş ve Bir kule vardı denizin ortasında./ Yorulan küçük kazlar için/ bir korunak mı acaba? Daha iyi olmaz mıymış?
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Belki Deniz'le okuduğumuz onca mükemmel metinden sonra ben zor beğenir oldum, bilemiyorum. Daha albenili bir çizim olsaydı bu küçük kusurlar rahatlıkla gözümden kaçardı, eminim.
Yazan Gülsevin Kıral & Leyla Emory
Resimleyen Buket Gencer
Manolin Yayınları
Okul öncesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder