Hiçbir zaman çok titiz biri olmadım. Yorgunsam, hastaysam, keyifsizsem, açsam boşaltılması gereken bulaşık makinesi, ya da ayrılması gereken kirlilere elim uzanmıyor. Böyle bir zorunluluk hissetmiyorum. Söylene söylene, isteksizce yapacağıma ertesi sabah ya da ertesi akşam iş dönüşü bir çırpıda toplamayı tercih ediyorum. Bazen ipin ucunun kaçtığı, kirli sepetinin ağzının kapanmakta zorlandığı oluyor ancak hiçbir zaman aç kalmadık ya da temiz kıyafetlerimiz bitmedi. Sadece yatağın başucundaki kitap yığınından rahatsızlık duyuyorum. Kule uzadığında Pati hoplayıp zıplayıp devirdiğinde kitaplığa taşıyorum ama birkaç güne kalmadan yeniden yığılmaya başlıyor.
Bu yüzden zaman zaman didişiyoruz Deniz'in babasıyla. O düzen istiyor, anında dağınıklığın toparlanmasını, benim ruh hâlim ise ortada. (Tekrara gerek yok. Bknz giriş paragrafı)
Birlikte hoşgörüyle yaşamanın yolu var elbette. O yolu anlatıyor Balık Çorbası. Kitabın iki kahramanı var: Düşünen Adam ve Yazan Kadın
Adam; masasında ya da bahçesinde oturup düşünmekten hoşlanıyor. Düzenli olmayı tercih ediyor, ineğiyle yaşıyor ve pudinge bayılıyor.
Kadın; kitap yazıp onları ciltlemekten keyif alıyor, evinin dağınık olmasını tercih ediyor, uçan fareleri ve kedileri ile yaşıyor, balık çorbasına hayır diyemiyor.
Sık sık bir araya gelip balık çorbası içerken uçan düşüncelere kaşık sallıyorlar. Bir gün düşünceler havada kanat çırparken bir düşünce akıllarına konuveriyor. Acaba bu düşüncenin ardından ortaya çıkan iki ilginç çocuğun sırrı ne? Bu gizem nasıl çözülecek?
Ursula Le Guin'den dostluk, hoşgörü, ebeveynlerin çocuklardan büyük ya da silik beklentileri ve bunu fark etmeleri üzerine sıcacık bir kitap. Kaçırılmasın!
Balık Çorbası
Ursula K. Le Guin
Resimleyen Vicdan İleri
Çeviren Kemal Atakay
Elma Çocuk
Çocuklar İçin Kişisel Gelişim Kitapları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder