Bu Blogda Ara

31 Ocak 2016 Pazar

TROİA MACERASI

Ne zamandır aklımda idi, bir Troia gezisi.
Kuzenim çocuklarıyla bizi ziyarete gelince nihayet dün 4,5-9-11 yaşında üç çocukla antik kente doğru yola çıktık. Sandviçler, Çanakkale kitabımız, katıldığımız bir oyun için almamız gereken hayvan ayak izi için alçı, bol, bol kaşığı... oldukça tedarikliydik.
Ata tırmandık, ören yerini gezdik, sincapları seyrettik ve bir koyunun ayak izini aldık. Asıl sürpriz Deniz'in Troia hikâyelerini sevmesi, merak etmesi, ve bir daha anlat, bir daha anlat demesi oldu. Ören yeri gezintisi bittiğinde bendeki hikâyeler çoktan bitmişti. Diğerleri Truvalı kostümleriyle fotoğraf çektirirken kadraja girmekten kaçan Deniz ile müze satış mağazasına girdik, yeni kitaplarla çıktık.
Troia kazı başkanı Rüstem Aslan'ın yazdığı, Cemal Eker'in resimlediği Troia Macerası, ören yeri ile ilgili oldukça detaylı bilgi veriyor. Kitabın kahramanları bir kirpi ailesi. Anne kirpi, bir akşam, turistler antik kentten elini ayağını çekince, bu önemli kent ile ilgili ailesinden, kazı yerinde çalışan arkeologlardan duyduğu bilgileri çocuklarına anlatmaya karar veriyor. Ören yerinin gezi rotasını izliyor kitap. Şu an yıkık görünen yerlerin yeniden yaratılması, dönem kıyafetleri ve gündelik yaşama dair ayrıntıların görseller aracılığıyla sunulması miniklerin ilgisini çekiyor.
Neşeli Tarih Dizisi'nin 5. kitabı olan Troia Macerası dikkate değer bir çalışma. Bana göre tek olumsuz yanı bilgilendirme gayesiyle yazıldığı için metnin oldukça uzun olmasıydı. Antik kentin tarihi diyaloglar yoluyla verildiği için anne kirpi sözü her aldığında en az yarım sayfa (zaman zaman bir sayfa) konuşuyor. Kısaltarak okumayı, hatta çoğu yerde resimlere bakarak anlatmayı tercih ettim.
Her Çanakkaleli çocuk Truva'nın tarihini bilmeli diyerek edindiğimiz bu kitabı kitaplığımıza kattığımıza memnunum. Daha küçük yaş grupları için daha basitleştirilmiş hâline de ihtiyaç var.
 
 
 
Troia Macerası
Yazan Rüstem Aslan
Resimleyen Cemal Eker
Arkeologos BU Yayınevi
Yaş grubu belirtilmemiş

24 Ocak 2016 Pazar

BALIK ÇORBASI

Hiçbir zaman çok titiz biri olmadım. Yorgunsam, hastaysam, keyifsizsem, açsam boşaltılması gereken bulaşık makinesi, ya da ayrılması gereken kirlilere elim uzanmıyor. Böyle bir zorunluluk hissetmiyorum. Söylene söylene, isteksizce yapacağıma ertesi sabah ya da ertesi akşam iş dönüşü bir çırpıda toplamayı tercih ediyorum. Bazen ipin ucunun kaçtığı, kirli sepetinin ağzının kapanmakta zorlandığı oluyor ancak hiçbir zaman aç kalmadık ya da temiz kıyafetlerimiz bitmedi. Sadece yatağın başucundaki kitap yığınından rahatsızlık duyuyorum. Kule uzadığında Pati hoplayıp zıplayıp devirdiğinde kitaplığa taşıyorum ama birkaç güne kalmadan yeniden yığılmaya başlıyor.
Bu yüzden zaman zaman didişiyoruz Deniz'in babasıyla. O düzen istiyor, anında dağınıklığın toparlanmasını, benim ruh hâlim ise ortada. (Tekrara gerek yok. Bknz giriş paragrafı)
Birlikte hoşgörüyle yaşamanın yolu var elbette. O yolu anlatıyor Balık Çorbası. Kitabın iki kahramanı var: Düşünen Adam ve Yazan Kadın
Adam; masasında ya da bahçesinde oturup düşünmekten hoşlanıyor. Düzenli olmayı tercih ediyor, ineğiyle yaşıyor ve pudinge bayılıyor.
Kadın; kitap yazıp onları ciltlemekten keyif alıyor, evinin dağınık olmasını tercih ediyor, uçan fareleri ve kedileri ile yaşıyor, balık çorbasına hayır diyemiyor.
Sık sık bir araya gelip balık çorbası içerken uçan düşüncelere kaşık sallıyorlar. Bir gün düşünceler havada kanat çırparken bir düşünce akıllarına konuveriyor. Acaba bu düşüncenin ardından ortaya çıkan iki ilginç çocuğun sırrı ne? Bu gizem nasıl çözülecek?
Ursula Le Guin'den dostluk, hoşgörü, ebeveynlerin çocuklardan büyük ya da silik beklentileri ve bunu fark etmeleri üzerine sıcacık bir kitap. Kaçırılmasın!
 
 
Balık Çorbası
Ursula K. Le Guin
Resimleyen Vicdan İleri
Çeviren Kemal Atakay
Elma Çocuk
Çocuklar İçin Kişisel Gelişim Kitapları

17 Ocak 2016 Pazar

FIRTINALI GECE

Deniz hiçbir zaman kolay uykuya dalan bir çocuk olmadı. Aklı sürekli o uykudayken dönmeye devam eden dünyada kalırdı. Eni konu sıkılırdı uykudayken kaçıracaklarına ya da yalnızlıktan korkardı. Bir adım ileri üç adım geri devam ediyor, uyku konusu. O yüzden uyku temalı kitaplara özel bir ilgim var. Bunların bir kısmı neşeli bir hikâyeyi uyku öncesi ritüelleri pekiştiren resimlerle anlatıyor bir kısmı da tek başına uykuya dalmaktan, anne-babadan ayrılmaktan korkmayı konu ediniyor. Fırtınalı Gece çocuğun korkusunu merkeze alıyor. Her ne olursa olsun korunduğunun, korunacağının altını çizmeyi de ihmal etmiyor.
Anne tilki kolunun altında bir kitapla giriyor sahneye. Yavru tilki yatakta yatıyor. Odasındaki tüm oyuncakların gözleri kapalı. Sıkı sıkı sarıldığı oyuncak tavuk hariç! Belli ki o da uykuya dalmakta zorlanıyor. Annesi masala başlıyor ama yavrunun aklında bin türlü felaket senaryosu var. Ya fırtına çıkarsa, ya sular kabarırsa, ya yıldırımlar bölerse karanlık geceyi ikiye... Her bir sayfada tüm bu korkutucu sahneler canlandırılıyor. Dalgalar kabarıyor, fırtınalar kopuyor, şimşekler çakıyor. Değişmeyen tek şey: Endişeli yavrularına sarılan sevecen, şefkatli anneler!
Dalıyoruz tatlı rüyalara koruyucu göğün altında
Dalgalar ve rüzgârlar ninni oluyor kulaklarımızda
Yıldızlar ışığımız, gecenin karanlığında
Pırıl pırıl aydınlatıyorlar seni ve beni, kucak kucağa.
Kitap bu satırlarla biterken yıldızlar pırıl pırıl parlıyor. Anne, yavru ve tüm oyuncaklar huzurla uyuyor.
 
 
 
Yazan ve resimleyen Debi Gliori
Çeviren Ali Berktay
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Okul öncesi
 

4 Ocak 2016 Pazartesi

RENGİNİ ARAYAN PUDRA

Bir kütüphane kitabı daha!
Kitaba ismini veren Pudra, bir yarasa ancak diğerlerinin aksine beyaz renkli bir yarasa. Bu farklılık onun çok canını sıkıyor ve arkadaşları gibi siyah olmak için çözüm yolları arıyor ama ne yapsa işe yaramıyor. Sonunda siyah olmak yerine kendisine beyaz arkadaşlar bulmak üzere yola çıkıyor. Yolda kimlerle mi karşılaşıyor? Tıpkı kendisi gibi asılarak uyuyan beyaz çoraplar, rüzgârda uçuşan kullanılmış kâğıt mendil... İşte Deniz'i en neşelendiren kısım:
Rüzgâr daha da hızlandı
"Ne kadar hızlı uçuyorsun!.. Beklesene...
Arkadaş olup birlikte oyunlar oynayabiliriz."
Rüzgâr birdenbire anafor yapıp, kullanılmış kâğıt mendili çimenlerin üstüne savurdu.
"Çimenlerde mi oynamak istiyorsun?.. dedi nefes nefese Pudra. "Dur artık!.. Dur da oynayalım..."
Dış görünüşümüzün, farklılıklarımızın dostluklarımıza engel olamayacağını, dezavantaj gibi gördüğümüz kimi fiziksel özelliklerimizin bazı durumlarda nasıl da işe yaradığına dair eğlenceli, akıcı bir hikâye.



Yazan ve resimleyen Betül Sayın
Günışığı Kitaplığı
Okul öncesi