Bu Blogda Ara

15 Mart 2014 Cumartesi

YAVRU AHTAPOT OLMAK ZOR

Deniz, hâlâ evde bakılıyor. Çoğu evde yaşanan "Hadi çocuğum kalk, giyin, çabuk ol!" konuşmaları, zamana karşı yarışmak bizim evin sabah manzarası değil. Sabahları iki ayağımın bir pabuca girmiyor olması onun kolay giyinen bir çocuk olduğu anlamına gelmesin. Herhangi bir sebeple kıyafetlerini çıkardığım anda "Deniz çıplak! Deniz çıplak!" diye evin içinde koşturuyor! (Bu durumun tek istisnası "Hadi, hemen hazırlanırsan benimle işe gelebilirsin." vaadi. Parka gitmekten bile daha eğlenceli nedense benimle işe gelmek.)  Bu firar anlarında "Neyse ki her sabah böyle bir sahne yaşanmıyor evde." diye kendimi avutup, sabırla bekliyorum. Bazen de "Hadi Deniz." diye söyleniyorum.
Bu evrensel konu, neşeli bir hikâyeye dönmüş. Üstelik bu yavrunun iki kol ve iki   bacağı yerine tam sekiz kolu var! Sekiz kol deyince insanın  gözü korkuyor. Oysa bu iki insan yavrusuna eşit sayıda uzuv demek. Büyük şehirde yaşayıp sabah erkenden iki yavrusunu giydirip okula gönderen ve işe giden kahraman annelerin karşısında şapka çıkartıyorum.
Kahramanımız Nino, bir ahtapot yavrusu. Okula gitmek üzere hazırlanacak. Bu, sekiz delikli eldiven, sekiz delikli önlük, sekiz delikli mont giy(dir)mek demek. Mutsuz olan kim? Annesi diye tahmin yürütenler fena halde yanılıyor. Annesi sabahın köründe kalkmış, elbisesini giymiş, topuzunu yapmış, incisini takmış, yüzünde kocaman bir gülümseme Nino'yu uyandırmak için odasına geliyor.
Kitaptan:

Nino ahtapot yavrusu olmaktan bıkmıştı,
Her günkü karmaşadan usanmıştı,
Yalvarıyordu her gün Tanrı'ya,
Dönüşmek istiyordu yılanbalığına.
Ne kolay olacaktı giyinmek,
Tek delikli giysiden bütün vücudu geçirmek.
"Sen bizim için çok özelsin,
İnan olduğun gibi çok güzelsin.
Kolaylaşacak giyinmek biraz büyüyünce,
Ahtapot olmayı seveceksin gelişip güçlenince."
Kulağa ne hoş geliyordu,
Annesi böyle söyleyince.

Nino'nun sıradan bir gününü ve sorununu öğreniriz. Hikâye ilerler. O da ne? Yolda her zamankinden başka bir farklılık vardır. Servis otobüsü ilerleyemez. Yılanbalığının yuvası yola çökmek üzeredir. Kaçacaktır kaçmasına ama koynundaki yüzlerce yumurtayı kim kurtaracaktır? Çaresiz bekler. Nino bir anda fırlar. Bir koluyla anneyi dışarı iter, diğer kollarına yüzlerce yumurtayı doldurur ve doğmamış yavruları kurtarır. Kahraman Nino, artık sekiz kollu olmaktan da, ahtapot olmaktan da mutludur.
Deniz altında geçen animasyonları çok severim. Kayıp Balık Nemo, Köpekbalığı Hikâyesi... Dolayısıyla bu kitabın görsellerini de çok sevdim. Nino'nun odasında duvarda asılı sekiz kollu kıyafetler, babasının sabah üç dört kolla Nino'nun ağzına bir şeyler tıkıştırması, lapa lapa yağan kar (Feridun Oral kar resimlemeyi seviyor galiba), servis otobüsü, sıkışmış trafik, rengârenk balıklar, Nino'nun evinde yanan şömine... Biz anne kız bu kitabı çok sevdik, baş ucumuza koyduk.


Kategori: Doğan Kardeş
Yazar: Sara Şahinkanat
Resimleyen: Feridun Oral
Okul Öncesi
Sayfa: 36
Ölçü: 20.5 x 28 cm
ISBN: 978-975-08-1466-2
YKY'de 1. Baskı: Ağustos 2008
YKY'de 11. Baskı: Eylül 2013
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder