İyi bir çocuk kitabının
olmazsa olmazıdır metne uygun çizilmiş resimler. Çocuk oradan
ana hikâyeyi takip eder, hatta iyi çocuk kitaplarında ikinci bir
resimli hikâye daha vardır metinde hiç bahsedilmeyen (örn: Bekçi
Amos'un Hastalandığı Gün- Fare ve kuşun resimlerle ilerleyen
dostluk hikâyesi ana metinde anlatılan kadar sıcaktır, içinize
işler.)
Deniz resimli hikâye
kitaplarının dinlediğinden fazlası olduğunun farkında.
Okuduğumuz her kitapta yan resimler arıyor. Daha önce okuduğumuz
yazarların başka kitaplarına ait göndermeleri bulmaya bayılıyor.
(Örn. Annemin Çantası kitabında annenin çocuklarına okuduğu Üç Kedi Bir Dilek kitabını fark etmesi gibi) Son zamanlarda ben metni okuduktan sonra o da benim ardımdan aynı
cümleyi tekrarlıyor. Harflerle seslerin bağını çözme konusunda
oldukça hevesli. “D” harfini gördüğünde neredeyse havalara
uçuyor, “Anne bak, Deniz'in d'si”.
Ben de giderek onu daha
çok şaşırtacak, düşündürtecek kitaplar bulup getiriyorum. Son
tanıştığımız yazar ise Shaun Tan. Okumaya Kızıl Ağaç ile
başladık. Kayıp Şey'i henüz göstermedim, Uzak ise hâlâ temin
aşamasında. Sevgili idefix duy artık sesimi.
Kızıl Ağaç iyi
resimle desteklenen bir metinden çok daha fazlası, nasıl desem
metne ihtiyacı olmayan, derdini resimlerle gayet iyi anlatan bir
kitap bu. Bakmayın siz resimlerdeki kasvete... Böyle de karamsar
kitap olur mu, okumam ben çocuğuma demeyin. Hüzün, iç sıkıntısı sadece
büyüklere mi mahsus? Deniz bile şimdiden başladı “Anne canım
sıkıldı” demeye. Hep aklımda olan “Anne canım sıkıldı”
kavanozlarından yapmalıyım sanırım. Hemen google'a Mom i'm bored
jar yazın ve birbirinden yaratıcı cansıkıntısısavarları
görün. Kitaba geri dönecek olursak;
Kızıl Ağaç'ı da
Deniz'e aldığım pek çok yeni kitap gibi önce ben okudum, üstelik tıpkı
hikâyenin kahramanı gibi keyifsiz başladığım bir günde. “Bazen
gün doğar ve hiç umut getirmez beraberinde ve gitgide kötüleşir
her şey,” Bir çocuk kitabının açılış cümlesi için çok mu
kasvetli? Kim demiş çocukların hayatı her zaman toz pembe diye? Bazen onların da canı sıkılır, dudakları sarkar, gözyaşları yanaklarından yuvarlanır ama bir küçük şaka, oyun, tatlı söz onları kendine getirmeye, gülümsetmeye, umudu yeşertmeye yeter.
Öyle günler vardır, bilirsiniz. Dünyanın bütün dertleri sizin üzerinizdedir. Dünyanın bütün ağaçları, yapraklarını sizin odanıza dökmüştür. Çıkacak, karışacaksınızdır güne, ah şu kapının önünü kapatan yığınla yaprak olmasa... Orası eşiktir aslında. Kendinizde devam edecek gücü bulursanız, çıkarsanız yataktan, koyulursanız yola, ne denli yalnız, yorgun, amaçsız da hissetseniz de bakarsınız sizi gülümsetecek bir şey oluvermiş. İnanın bana -en azından bir kitap okuma süresince- çevirin sayfaları, her şeyin tükendiği, günün başladığı gibi biteceğini hissettiğiniz noktada umudun birdenbire geldiğini göreceksiniz. Ve yüzünüzde kocaman bir tebessüm belirecek. Bir şey değişmese dahi her şeyin yoluna gireceğine dair inancınız artacak.
Deniz okuyunca ne mi yaptı? Gözleri mutlulukla parladı, kollarını iki yana açıp "Yaşasın!" diye bağırdı. Shaun Tan'ın çizgilerinin sizi etkilemesi için okumayı bilmek gerekmiyor, bakmak yeterli.
Öyle günler vardır, bilirsiniz. Dünyanın bütün dertleri sizin üzerinizdedir. Dünyanın bütün ağaçları, yapraklarını sizin odanıza dökmüştür. Çıkacak, karışacaksınızdır güne, ah şu kapının önünü kapatan yığınla yaprak olmasa... Orası eşiktir aslında. Kendinizde devam edecek gücü bulursanız, çıkarsanız yataktan, koyulursanız yola, ne denli yalnız, yorgun, amaçsız da hissetseniz de bakarsınız sizi gülümsetecek bir şey oluvermiş. İnanın bana -en azından bir kitap okuma süresince- çevirin sayfaları, her şeyin tükendiği, günün başladığı gibi biteceğini hissettiğiniz noktada umudun birdenbire geldiğini göreceksiniz. Ve yüzünüzde kocaman bir tebessüm belirecek. Bir şey değişmese dahi her şeyin yoluna gireceğine dair inancınız artacak.
Deniz okuyunca ne mi yaptı? Gözleri mutlulukla parladı, kollarını iki yana açıp "Yaşasın!" diye bağırdı. Shaun Tan'ın çizgilerinin sizi etkilemesi için okumayı bilmek gerekmiyor, bakmak yeterli.
Yazan ve çizen Shaun Tan
Çeviri Seda Ersavcı
İthaki Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder