Bu Blogda Ara

16 Nisan 2016 Cumartesi

BALIKÇI OSMAN

Deniz bir dönem İstanbul'da yaşadığımı bildiği için benim orada doğduğumu düşünüyor. Ve annesiyle benzer gözlükler takmak, benzer kıyafetler, ayakkabılar giymek yetmediğinden benimle aynı şehirde doğmuş olmayı istiyor. Onu İstanbul'da doğmadığıma ve kendisinin de İstanbul'da doğmadığına inandırmak mümkün değil. Olanca inandırıcılığıyla İstanbullu olduğunu anlatıyor, yeni tanıştıklarımıza. Oysa İstanbul'da bulunduğu gün sayısı, iki elin parmaklarını geçmez. Bir şey kaybetmiş değil! Çocukların eğitimi için büyük şehirlerde yaşamak gerektiğini savunanlardan değilim. İstanbul'da yaşamanın özlenir ya da özenilir bir yanı yok, bana göre. Ama ne demişler: Yiğidi öldür, hakkını yeme. İstanbul her şeye rağmen masalsı bir şehir ve konu olduğu filmlerde, kitaplarda bir mekân olmakla yetinmiyor, büyüyor, taşıyor, anlatının sessiz ancak güçlü bir kahramanına dönüşüyor. Resimli çocuk kitaplarına da çok yaraşıyor. Tavsiye üzerine edindiğimiz Balıkçı Osman İstanbul üzerine az sözlü, güzel resimli, edinilesi bir çocuk kitabı. YKY etiketli kitabı Anne Hofmann yazmış ve resimlemiş.
Kitabın kahramanı olan iki martıdan biri olan anlatıcı bize İstanbul'da geçen olağan bir günü anlatıyor. O günün de diğer günlerden farkı yok. Karınları aç ve bir balıkçı, balıkçı Osman oltası ve ittiği el arabasıyla deniz kenarına doğru ilerliyor. Kahramanlarımız mutlu. Denklem basit. Olta artı balık eşittir tokluk. Ama kazın ayağı öyle değil. Oltaya balık dışında ne kadar ıvır zıvır, süprüntü varsa takılıyor. Bir süre sonra Osman'ın derdinin balık tutmak değil, denizden hurda yığını çıkarmak olduğu anlaşılıyor.
Gece olup hava kararınca Osman deniz kıyısına oturdu. Oltasına takılan çerçöpü karıştırmaya başladı. Döküntüleri eğip bükmeye, şurasını burasını değiştirmeye başladı. Derken elindeki şey yavaş yavaş... Umduğumuzdan çok farklı bir şeye dönüştü.
Osman'ın dönüştürdükleri akşam gezintisine çıkanların anılarını, düşlerini uyandırır. El arabasının önündeki yığın hızla küçülür. Ancak iki martının karnı hâlâ açtır. Sonunda Osman onları da mutlu etmenin bir yolunu bulur.
 
 
 
Balıkçı Osman
Yazan ve resimleyen Anne Hofmann
Çeviren Şeyda Öztürk
YKY
Okul öncesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder