Çocuk Kütüphanesinde bulduğum hazinelerden biri daha. Kütüphaneye olan ilgi her nedense çok az. O güzelim kitaplar raflarda yerini alıyor ve bekliyor. Aldığım kitapların her biri sadece iki, üç bilemedin beş kere ödünç alınmış. Çanakkale'deki kitapçılar çocuk kitaplarına hâlâ yeterince önem vermiyor. Şehirde bulabileceğiniz en güzel çocuk kitapları kütüphanede ve ücretsiz. Kayıt olmak için nüfus cüzdanınızı veriyorsunuz, hepsi bu.
Elmer, İngiliz yazar ve çizer David Mckee'nin yarattığı bir kahraman. Yazar, kahramanına Elmer the Patchwork Elephant adını vermiş. Patchwork, bildiğiniz kırk yama. Türkçeye rengârenk fil Elmer diye çevrilmiş. Gerçekten de çok renkli bir fil Elmer, sarı, turuncu, kırmızı, pembe, mor, mavi, yeşil,
siyah, beyaz. Bizim Deniz'le boyadığımız hayvanlar gibi. Ona boyama kitaplarını doğada gördüğü gibi boyamak zorunda olmadığını, bütün renklerin güzel olduğunu (yoksa sadece koyu yeşil ve mor kullanıyor) söylüyorum. Sonra gökkuşağı renklerinde neşeli balıklar, aslanlar, kuşlar boyuyoruz. Bence bu çok daha eğlenceli. Onu sınırları taşırmamaya ya da "Hayır onun rengi şu!" diye yönlendirmeye çalışanlara çok kızıyorum. Hemen mani oluyorum. Henüz üç yaşında olmayan bir çocuğun şimdiden kalıplara sokulması, çok renkliliğini kaybetmesi en son isteyeceğim şey. Neyse ki Deniz henüz evde, eğitim çarkının dişlerinde ezilmemiş, renkli, babasının deyişiyle bohem bir çocuk. Elmer da böyle bir fil işte! Renklerini kaybetmemiş, solmamış, sürüden ayrılan, neşeli, yardımsever, iyi niyetli, empati kuran, çözüm üreten şahane bir fil. İngilizcede yaklaşık 30 tane Elmer kitabı var. Serinin ilk kitabı Elmer. Kırçiçeği Yayınları altı kitabı türkçeleştirmiş. Tesadüfen keşfettiğimiz Elmer dizisini okumaya Elmer ve Hipopotamlar ile başladık.
Elmer bir gün ormanda aslan ve kaplanla sohbet ederken öfkeli filler yanına gelir. Hipopotamlar gelip ırmaklarına yerleşmiştir. Elmer'dan onları kovmasını isterler. Elmer, "Ya gitmek istemezlerse?" der. Sürüden farklı düşünür! Konuşmak üzere hipopotamların yanına gider. Hipopotamlardan biri "Elmer, bizi istemediğinizi biliyoruz ama ırmağımız kurudu, biz susuz yaşayamayız." der. (Öyle ya kim durduk yere evini bırakıp mülteci olmak ister? Savaş, iç savaş, kuraklık, yoksulluk...) Elmer, onlara "Burada istedikleri kadar kalabileceklerini, kendisinin fillerle konuşacağını" söyler ve gider. Gri fillerin yanına gider ve durumu açıklar. Adam sendeciler, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasıncılar bu ormanda da vardır. "Onların ırmağının kurumasından bize ne? Irmak hepimize yetmez." diyerek itiraz ederler. "Bir düşünsenize," der Elmer "ya bizim de ırmağımız kurusaydı?" Homurdanan filleri ikna eder. (Empati) Sonra sorunu tespit etmek üzere hipopotamların ırmağına gider. Kurumuş ırmağın kaynağına kadar ilerler. Büyük bir taş yığınının suyun akışını engellediğini görür. (Teşhis) Geri dönerken kuzeni Wilbur'a rastlar. Onu da yanına alıp fillere durumu açıklar. "İyi ya," der fillerden biri "gidip taşları çeksinler." Elmer ve Wilbur onlara hipopotamların hortumu olmadığını, tek başlarına bu işin çok uzun zaman alacağını ve o zamana kadar hipopotamların kendileriyle ırmakta kalmak zorunda olduklarını söyleyerek ikna eder. (Çözüm planı) Ertesi gün hep birlikte ırmağa gider, taşları çekerler. Su yolunu bulur. Yorgun ve toz içinde kalan hayvanlar hep birlikte ırmağın sularında yıkanır ve oynarlar. Mutlu son!
İçimi ısıtan sıcacık bir hikâye. Deniz de çok sevdi. Elmer ve arkadaşlarının taşları çektiği resimde Elmer öylece dururken çizilmiş. İlk üç okumada Deniz, bu duruma "Neden Elmer taş taşımıyor?" diyerek itiraz etti. Her defasında ona bir taş göstererek "Elmer bunu taşımış, koymuş, şimdi yeni bir tane almaya gidiyor." diyerek sorunu çözmeye çalıştım. Sanırım ikna oldu. Dün gece babasına okuturken "Baba bak! Elmer bu taşı buraya koydu. Bir tane daha almaya gidiyor." diyordu.
Elmer ve Hipopotamlar
Yazan ve Çizen: David Mckee
Çeviren:
Kırçiçeği Yayınları
3-7 yaş