Cumartesi
benim için kütüphane günü. Elimdeki kitapları veriyorum,
yenilerine bakıyorum. Bazen Deniz de geliyor benimle. Daha doğrusu
iş çıkışı orada buluşuyoruz. Elimizdeki kitapları veriyoruz,
yenilerine bakıyoruz. Raflardan seçip bana getirdiği kitapları
okuyoruz. Satranç oynuyoruz. Kuralları yok. Diziyoruz, taşları
ilerletiyoruz, birbirimizin taşını alıyoruz. Yeni kitaplarımızı
seçiyoruz. Kitap ödünç alırken iki tanesinin yeni, birisinin
eski, önceden okuduğu ve özlemiş olduğu bir kitap olmasına
dikkat ediyorum. Oradan çıkıp pizzacıya ya da pastaneye
gidiyoruz. Yol boyu sohbet ediyoruz.
Havaların
ısınmasıyla cumartesileri hem kütüphane hem de denize gitme günü
oldu. İş çıkışı Deniz, denize gitmek üzere hazırlanmış
evde beni beklerken kütüphaneye uğruyorum. Hızlıca kitap alma
verme işini hallediyorum.
Bulduğum yeni kitaplardan biri Yetenek Yarışması, ilk
bakışta Deniz'in hiç ilgisini çekmedi. Halbuki kuşe kâğıt,
kalın ciltli kapak, müzik aleti çalan hayvanlar “aç beni, oku
beni” diye bağıran bir kitaptı elimde tuttuğum. Deniz kitabın
sıkıcı olduğundan öyle emindi ki on, on beş dakika kesinlikle
bakmadı, okutmadı. Sonra merakına yenik düştü ve hikâyeyi
sevdi. Kısa bir süre önce okuduğumuz Müzisyen İnek Sırma
ile aynı izleği takip ediyor. Yıldırım Türker'in
türkçeleştirdiği kitabı sesli okuması çok zevkli.
Kitaptan
tadımlık
Dört
kafadar o ilanı görünce kalakaldı.
Heyecandan
dördünün de yüzü al aldı.
İlanı
gören küçük bir kırmızı kuş
Yakından
bakmak için kondu bir direğe.
Usulca
söylendi, “Ne güzel olmuş!
Denerim
şansım, güvenirim hünerime.”
Dört
kafadar güldü ona, dediler, “Daha neler!
Parmak
kadarsın. Jüri seni bir çırpıda eler.”
Kuşa
gülüp yola düştü dört kafadar.
O özel
güne hazırlanmaya az vakit var.
Ayı, aslan,
timsah ve yılandan oluşan orkestra çalmasına iyi çalıyordur ama
içlerinden biri şarkı da söylemelidir. Sırayla başlarlar
söylemeye. GIRR, HIRR, HAMM, TISS bu seslerle hiç şansları
olmadığı ortadadır. Bir ilan verip şarkıcı aramaya koyulurlar.
İlanı ilk görüp başvuran küçük kuş olur. Hiç dinlemeden
sadece küçük olduğu için alay edip reddederler. Dinledikleri
diğer adaylar ise yeterince iyi değildir. En sonunda esrarengiz bir
yabancı gelir. Aradıkları ses budur. Sesine hayran kaldıkları
esrarengiz yabancı kılık değiştirmiş küçük kuştan başkası
değildir. Dört kafadar yaptıklarından utanır, küçük kuşu
solist olarak topluluğa alırlar. Boya posa değil yeteneğe bakılan
yarışmaya girerler ve tatil hediyesi onların olur.
Yazan ve
resimleyen Jo Hodgkinson
Türkçeleştiren
Yıldırım Türker
Kır Çiçeği
Yayınları
Okul öncesi