Bikipak 40.
haftasında!
Blogla
beraber Deniz'in kitap sayısı da arttı hiç kuşkusuz. Deniz'in
arşivine katmak istediğim kitapları alıyorum ancak yine de
evimizdeki mütevazi çocuk kütüphanesi nicelik olarak yetersiz
kalıyor. Bu yüzden okunacak yeni kitaplar bulmak için sık sık
kütüphaneye gidiyoruz. Böylece hep aynı kitapları okumamış
oluyoruz. Yeni yazarlar, yayınevleri keşfediyoruz. Ve en önemlisi
Deniz için akşamları kitap seçme işi, asla eğlenceli olmaktan
çıkmıyor! Okuduğu onlarca kitabı kapağından tanıması,
isimlerini doğru söylemesi, kitap okumak işinden onun da benim
kadar zevk aldığını gösteriyor. Mutlu oluyorum. Benim güzel
projem tıkır tıkır yürüyor. Tabi her anne benim kadar şanslı
değil. Örneğin Kemancı Ayı Masalı'ndaki anne. Sen tut,
oğluna keman al, özel öğretmen tut, kendi tombul kısa
parmaklarınla çıkartamadığın güzel sesleri çıkartabilsin,
buna rağmen keman çalmayı sevmesin, gözlerinde bir damla yaş,
itiraz etsin, hatta daha da ileri gitsin, kemanı ve yayı gizlice
bahçeye atsın. Neyse canım bizim hikâyemiz, anneler ve proje
çocukları hakkında değil ama hikâyenin çıkış noktasını
oluşturan bu göndermeyi sevdim. Çocukların ayrı bir birey
olduğunu, bizim eksik bıraktıklarımızı tamamlamak gibi bir
gayeleri olmadığını aklımızdan bir an olsun çıkarmadan devam
edelim masalımızı paylaşmaya.
Bingo, bir ayı. Ormanda yaşıyor. Günün birinde duyduğu keman sesinden çok etkileniyor. Dokunaklı melodi ona çocukluğunu hatırlatıyor, annesini, babasını... Giderek daha çok meraklanıyor. Bu güzel sesi kim çıkarıyor? Nereden geliyor? Sesi takip edip evin yakınından dinlediği bir gün şans yüzüne gülüyor ve bizim proje oğlan kemanı ve yayı bahçeye atıyor. Bingo, hemen kapıyor yayı ve kemanı. Ama onun acemi ellerinde o güzel ses oluyor koca bir cızırtı! Komşuları kovalıyor, diyorlar "Bir pazar günümüz var hadi yürü bayır aşağı!" Bingo asla pes atmiyor. Kemanını çalacak sessiz bir köşe arıyor. Başına gelmedik kalmıyor. Her kapıdan kovuluyor. Sonunda bir su altı mağarası buluyor. Yaz bitiyor, sonbahar geçiyor, Bingo asla vazgeçmiyor. Kış uykusuna bile yenik düşmüyor. Ve sabrın sonu selamet, sabrın sonu başarı. Yaz gelip de tüm hayvanlar uyandığında şaşkınlıkla ormanı dolduran nefis keman sesini dinliyor. Biz kitabı çoook sevdik. Uzun ama eğlenceli, mutlu, umutlu bir hikâye. Dili kafiyeli. Sesli okunması da bir o kadar eğlenceli. Üstelik sabırsız ve mükemmeliyetçi miniklere başarmak için çok çalışmanın ve tekrar etmenin gerekliliğini gösteriyor.
Yazan ve resimleyen Fatih Erdoğan
Mavibulut Yayınları
Okul öncesi