Deniz'in
kütüphanesindeki Julia Donaldson kitaplarının hepsi Ada'ya
alınmış olanlardı. Bu hafta Deniz'e ilk Julia Donaldson kitabını
aldım. Anlaşılan idefix paketini heyecanla bekleyen o değil,
benmişim.
Paket açılıp
da içinden kitaplar çıkınca Deniz'in yüzünde beliren öfke,
hayal kırıklığı ve ağlamaklı ifadeyi ilk kez bayram sabahı
annemlerde görmüştüm. Açtığı her paketten oyuncak çıkmasını
bekleyen yaşa girmiş de haberim olmamış. Paketi büyük bir
heyecanla açtı. İçinden Zogi'yi çıkardı. Baktı, kızdı,
ve ağlayarak odasına kaçtı. “Kötü, kötü” diye
söylendiğini işitiyordum. İşin fenası kötü olarak
nitelendirdiğinin bizzat ben olduğumu da gayet iyi biliyordum. Yine
de kitaba kötü dediğini düşünmek bana kendimi daha iyi
hissettirecekti, inandım. Sonra kitabı açtım. İlk kez
okuyacaktım. Deniz'in keyfinin yerine gelmesini bekleyemezdim.
Belki de gerçekten kötüyümdür. Sesli, bağıra çağıra okumaya
başladım. Bizimki odasından geldi bir süre sonra. Kaşlar çatık,
mutsuz bir ifadeyle “Bu kipak kötü, hiç resmi yok, çok sıkıcı!”
dedi. “Sen Julia Donaldson'ın kitaplarını çok seviyorsun. Julia
Donaldson'ın yazdığı başka kitapların da var. Odana gidip
onları da bulalım mı?” dedim. Birlikte gittik ve kitapları
çıkartmaya başladık. Tostoraman'ın Yavrusu, Değnek
Adam, Nohut Oda Bakla Sofa, Minik Balık,
Yataktan Düşen Ayıcık, Süpürgede Yer Var mı?,
Pırtık Tekir. Hepsini halının üzerine yaydık. Deniz
araya Burun ve Papatya ve Koyunlar'ı da karıştırdı.
Tüm bu kitapları tek tek okuduktan sonra Zogi'yi okumamı
istedi. İtiraf etmeliyim yoruldum ama kitabı sevdi. Ben de!
Zogi, bir
yavru ejderha! Ana okulunda ilk yılı. Her yıl sadece bir konu
üzerinde çalışırlar. Sabırla aynı şeyi bir daha bir daha
yaparlar. O günün en iyisi de bir altın yıldız kazanır. İlk
yılın konusu uçmaktır. Öğretmenleri “daha yükseğe daha
yükseğe uçun” derken Zogi birden bir ağaca çakılır ve yere
düşer. O sırada elinde ilk yardım çantası ile ormandan geçen
küçük kız ona yardım teklif eder. “Lütfen ağlama artık
minik ejder. Şimdi başına güzel bir bant yapıştırırım hepsi
geçer.” İkinci yıl kükremeyi öğrenirler. Zogi öyle çok
kükrer ki zavallıcığın sonunda sesi kısılır. Neyse ki ormanda
elinde ilk yardım çantasıyla dolaşan bir küçük kız vardır.
Zogi'ye bu sefer de naneli pastil verir. Üçüncü yıl alev
püskürtmeyi öğrenirken kanadını yakar, küçük kız gene
çıkagelir ve kanadına güzel bir bandaj yapar. Dördüncü yıl
prenses kaçırmaları gerekmektedir. Zogi, prenses kaçırmak için
bir kuleye gider ancak başına gelmEyen kalmaz: Başından aşağı
bir kova su dökülür, mızrakla saldırıya uğrar, bir nine tahta
kaşıkla ayaklarına vurur, bir ayı kuyruğunu ısırır. Perişan
bir hâlde yerde oturmuş ağlarken küçük kız yanına gelir.
“Acaba”
demiş kız, “kaçırmak ister miydin beni? Benim adım Prenses
İnci.”
“Ay, ne
iyi bir fikir” demiş Zogi. Havalanıp uçmuşlar birlikte, Prenses
sıkı sıkı tutunmuş ona, fırr fırr diye dolanırken mavi gökte.
“Şu işe
bakın” demiş Bayan Ejderha, “İlk prensesimiz geldi! Kazandın
altın yıldızı, tebrikler minik Zogi!”
Prenses İnci
ejderhalarla birlikte kalır. Yaralandıklarında, hastalandıklarında
onlara bakar ta ki ertesi sene savaşmayı öğrenme dersi başlayana
kadar. Cesur Prens, Prenses İnci'yi kurtarmaya gelir. Zogi ile tam
savaşmaya başlayacakken Prenses İnci öne fırlar onları
durdurur.
“DURUN,
sizi şapşallar! Dünyada zaten yeterince kesik, yanık, yara bere
var. Kurtarma beni! Geri dönüp bir prenses olmayacağım, O süslü
püslü, aptal elbiseler içinde sarayda salınıp durmayacağım.
Doktor olmak ,stiyorum ben, dere tepe dolaşıp
İnsanların
dertlerini dinlemek, onları iyileştirmek istiyorum ben.”
Ve finale
doğru kitabın güzel sürprizi gelir. Şövalye “Ben de!” diye
haykırır ve başından miğferini çıkarır. Zogi de onların uçan
ambulansı olmaya karar verir. Öğretmen onları tebrik eder,
öğrenciler de kükreyerek onları kutlar. Uçan doktorlar ufka
doğru uzaklaşır.
Yazan Julia Donaldson
Resimleyen Axel Scheffler
Çeviren Ali Berktay
İş Bankası Kültür Yayınları
Okul öncesi
Yazan Julia Donaldson
Resimleyen Axel Scheffler
Çeviren Ali Berktay
İş Bankası Kültür Yayınları
Okul öncesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder