Derin bir iç çekti. Hafifçe
dudaklarını büzdü. “Bu kipakların hepsini okudum. Şimdi ne
okıycam ben?” Kütüphaneye gittim. Ve evdeki minik kitap kurdunu
eğlendirecek iki şahane kitap buldum. Biri şimdiden ikimizin de
favorisi oldu. Her gece okuyoruz. Memo ve Ay, Alice
Briere-Haquet'in yazdığı, Celia Chauffrey'in resimlediği hikâyeyi
Sumru Ağıryürüyen türkçeleştirmiş. Yıldırım Türker'in
türkçeleştirdiği Julia Donaldson hikâyeleri gibi eğlenceli,
şiirli, şekerli bir dil. Tekrarlayan bölümleri çocukların
hoşuna gidecek cinsten. (Okuduğum bunca güzel çocuk kitabından
sonra sanırım başarılı çocuk kitaplarının ortak noktalarını
yazabilirim. Buraya değil tabii. Diğer bloguma ayrı bir başlık
altında. Takip etmek için bir tık.)
www.kurmacabiyografiler.blogspot.com
www.kurmacabiyografiler.blogspot.com
Dili çok beğenince Sumru Ağıryürüyen
kimdir diye arama motoruna baktım. Müzisyen ve şarkı sözü
yazarı olması beni şaşırtmadı. Kızımın vesilesiyle yeni bir
müzisyen tanımış oldum. Siz de tanışmak isterseniz bir tık.)
https://www.youtube.com/watch?v=vqtJ8gSkmLQ&list=PL3B7C5D46B58D0BA6
https://www.youtube.com/watch?v=vqtJ8gSkmLQ&list=PL3B7C5D46B58D0BA6
Keyifli müzik molanız bittiyse, devam
edebiliriz. Deniz ile evde otururken, oynarken aynı boyda kalmaya,
göz kontağı kurmaya çalışıyorum. Sürekli onun boyuna indiğim
için de aramızdaki boyut farkını unutuyorum. Ta ki dışarı
çıkana kadar. Ona gösterdiğim şeyleri göremediğini
söylediğinde (anne sesini duyuyorum ama göremiyorum örneğinde
olduğu gibi) yere çömeliyorum ve dünyaya Deniz'in seviyesinden
bakıyorum. O zaman bana anlamsız gelen korkularını
anlayabiliyorum. Bu boyut farkından uzun uzun bahsetmemin sebebi,
Memo'nun Deniz yaşlarında ufacık tefecik bir çocuk olması. Bu
küçücük, kısacık Memo'nun çok sevdiği bir de annesi var.
Bu ufacık tefecik oğlancığın
tüm isteği
bir hediye ile mutlu etmekti
annesini.
Ama öyle bir hediye ki,
tam annesine layık:
Onun yüreği gibi kocaman,
şefkatli kucağı gibi sıcacık,
pırıl pırıl gülümseyişi gibi
aydınlık.
En uygun hediye
geceleri yıldızlı gökyüzünde!
Değil mi ki, herkesin annesi bir
tane,
gökteki Ay tam ona göre bir
hediye!
İyi de Memo küçücük hâliyle aya
nasıl uzansın? En iyisi babasından yardım alsın. Teşekkür
olarak da aydan bir parça da babaya ayırsın. Baba, kuzenler,
komşular, hiç tanımadığı insanlar... Iıı hâlâ ay çok
uzakta. Hem bu kadar insana aydan bir parça verirse ne kalır
ki annesine? Morali bozulan Memo, uzun bir yolculuğa çıkar.
Yürür, yürür. Her yolculuk, yola çıkanı değiştirmez mi? Memo
da değişir, az biraz da uzamış mıdır, nedir? Dünyanın
etrafında bir koca turdan sonra Memo, herkesin yardımıyla aya
tırmanır. Ay kocamandır. Vaat ettiği gibi herkese birer parça ay
verdikten sonra bile annesine kocaman bir parça kalır. Birlikte üzerine
tırmanırlar. Annesinin kucağında üzerine yatarlar.
Memo ve Ay, bir anne ve çocuğa
alınabilecek en güzel hediye bence. Çok, çook sevdim. İçimi
ısıttı. Geceleri birlikte okuyun ve sımsıkı sarılıp uyuyun.
Yazan
Alice Briere-Haquet
Resimleyen
Celia Chauffrey
Türkçeleştiren
Sumru Ağıryürüyen
Mavibulut
Yayıncılık
Okul
öncesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder