İlgimi çeken, kitaplığımıza katmaya değer buluduğum çocuk kitaplarını yaş kategorisini çok da umursamadan ediniyorum. Okur, Günışığı'na ya da TUDEM'e gösterdiği ilgiyi daha küçük, butik yayınevlerinden esirgiyor. Güzelim kitaplar, ikinci baskıyı bile göremiyor. Kitaplığımızdan ödünç alınan ve bir daha geri dönmeyen Tostoraman örneğin. Yenisini edinmek mümkün olmadığı için Londra'da yaşayan bir arkadaşımın getirdiği İngilizce orijinal baskıyı türkçeleştirilmiş metin ile birleştirdik ve yeniden okuyabilir hâle geldik.
Bu yüzden Shel Silverstein'in türkçeye çevrilmiş her üç kitabını Deniz daha 2,5-3 yaşlarındayken aldım. Cömert Ağaç uzun zamandır okuduklarımız arasında idi. Ancak Eksik Parça'yı bu hafta okumaya başladık. Eksik Parça, bildiğiniz kişisel gelişim kategorisine sokulabilecek bir çocuk kitabı. Pezzettino'yu andırıyor. Basit, siyah beyaz çizimleri, çok kısa, yalın bir anlatımı var.
Eksik parçası vardı.
Ve mutlu değildi.
Bu nedenle eksik parçasını
aramaya koyuldu.
Böyle başlıyor hikâye. Kahramanımızı tanıyoruz ve onun eksik parçasını aramak üzere yola koyulmasını, yolculuğunu takip ediyoruz. Yol boyu tutturduğu şarkısını dinliyoruz. Yol koşulları zorluyor onu. Bazen duruyor, etrafına bakınıyor, eksik parçasını unutuyor bir anlığına ve yolun sunduklarının tadını çıkarıyor. Kimi eksik parçasını bulduğunu sanıyor ancak kısa sürede fazla büyük, fazla küçük, fazla sivri, fazla kare bu parçaların doğru parçası olmadığını anlıyor. Günün birinde gerçekten doğru parçayı buluyor, öyle güzel uyuyorlar, tamamlıyorlar ki birbirlerini hızla yuvarlanıyorlar, etraftaki güzellikleri görmeye vakit kalmıyor. Öyle bütünlüyorlar ki birbirlerini, aralarında bir nefeslik mesafe kalmıyor. Artık mutlulukla şarkısını söyleyebileceğini düşünüyor ama eksik parça onu o denli dolduruyor, varlığını sıkıştırıyor ki, şarkısı biraz değişiyor ve Deniz'i çok güldüren varyasyon ortaya çıkıyor:
Ekfik parşamii pulduuum /Uff, ekfik parşamii /Yani, uş şu dişlerim /Fuzel kanatsilami aaaçti / Ufff, pulduuuum...
Yavaşça eksik parçasını yere bırakıyor ve yeniden yola koyuluyor. Bu defa yolun ona sunduğu güzellikleri kaçırmamaya oldukça kararlı.
Yazan ve resimleyen Shel Silverstein
Çeviri Pınar Savaş
Butik Yayıncılık
Bu nedenle eksik parçasını
aramaya koyuldu.
Böyle başlıyor hikâye. Kahramanımızı tanıyoruz ve onun eksik parçasını aramak üzere yola koyulmasını, yolculuğunu takip ediyoruz. Yol boyu tutturduğu şarkısını dinliyoruz. Yol koşulları zorluyor onu. Bazen duruyor, etrafına bakınıyor, eksik parçasını unutuyor bir anlığına ve yolun sunduklarının tadını çıkarıyor. Kimi eksik parçasını bulduğunu sanıyor ancak kısa sürede fazla büyük, fazla küçük, fazla sivri, fazla kare bu parçaların doğru parçası olmadığını anlıyor. Günün birinde gerçekten doğru parçayı buluyor, öyle güzel uyuyorlar, tamamlıyorlar ki birbirlerini hızla yuvarlanıyorlar, etraftaki güzellikleri görmeye vakit kalmıyor. Öyle bütünlüyorlar ki birbirlerini, aralarında bir nefeslik mesafe kalmıyor. Artık mutlulukla şarkısını söyleyebileceğini düşünüyor ama eksik parça onu o denli dolduruyor, varlığını sıkıştırıyor ki, şarkısı biraz değişiyor ve Deniz'i çok güldüren varyasyon ortaya çıkıyor:
Ekfik parşamii pulduuum /Uff, ekfik parşamii /Yani, uş şu dişlerim /Fuzel kanatsilami aaaçti / Ufff, pulduuuum...
Yavaşça eksik parçasını yere bırakıyor ve yeniden yola koyuluyor. Bu defa yolun ona sunduğu güzellikleri kaçırmamaya oldukça kararlı.
Yazan ve resimleyen Shel Silverstein
Çeviri Pınar Savaş
Butik Yayıncılık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder